İçerden birisi neden bu dava ile ilgili birilerine içerlesin? | Open Subtitles | لم قد يكون أحد من الداخل يحمل ضغينة بسبب القضية؟ |
Özür dilerim, Ned... fakat içerden sistemi elle tekrar başlatmam gerekiyor. | Open Subtitles | أعتذر جداً، نيد .. ولكن علي إعادة تشغيل الجهاز من الداخل. |
Bu işin içerden yapıldığını gösteriyor ve hırsızlar bunun anlaşılmasını istemediler, | Open Subtitles | يعني ان العمل كان داخلي وهم لايريدون ان نعرف انه داخلي |
Aynı zamanda, Sağlık Servisinin ana hatlarını dağıtmalarını ama sadece içerden yayınlamalarını istiyorum. | Open Subtitles | خلال هذا الوقت, أريد أن تصدر الخدمات الصحية دليلاً إرشادياً لكن ليتم توزيعه داخلياً فقط |
Demek istediğim; kaleyi içerden fethetmemiz lazım. | Open Subtitles | ما أود قوله بأنه يجب أن تكون هناك وظيفة داخلية |
"İçerden" iyi gidiyor, Simon Schuster şimdiden ikinci baskıya geçtiler. | Open Subtitles | "إنسايد" يبلي جيداً ذلك بأن دار النشر سايمون شوستر يقومون بطباعه نسخه ثانيه. |
Bu da içerden görünüşü. İşte burada üç kirişliyi görebilirsiniz | TED | بعد ذلك نلقى نظرة من الداخل. حيث يمكنك مشاهدة ثلاث نوافذ ضوئية هناك |
Çünkü içerden biri olmak kolayca ufku daraltmak anlamına gelebilir, uzmanlık alanınızın ihtimallerini kolayca kabul etmek anlamına gelebilir. | TED | لأنه كونك من الداخل وغير غريب يمكن بسهولة أن يعني ذلك تدمير الأفق ويعني بسهولة قبول افتراضات الواقع |
ve bu çok karmaşık eğitim sistemlerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek sadece içerden yapılabilir. | TED | ولكي تستطيع أن تلبي متطلبات هذا النظام التعليمي المعقد نوعا ما, يجب أن تكون من الداخل فقط. |
Bu durumda yardım dışardan gelmedi, aksine içerden geldi. | TED | والمساعدة هنا لم تأت من الخارج، بل من الداخل. |
Bu yüzden şimdi içerden gözlemliyoruz: kulelerden, uydulardan, hafif uçaklardan. | TED | لذا الآن نقوم بالرصد من الداخل من الأبراج، الأقمار الصناعية و المروحيات. |
Biri dışardan, biri içerden. Başka yol yok. | Open Subtitles | واحد من الداخل وواحد من الخارج لا طريق آخر |
Bu kez, içerden birini bulmuş. Kendisine bizim NOC listemizi sağlayabilecek birini. | Open Subtitles | في هذه المرة , كان له جاسوس داخلي عندنا في موضع يسمح له بشراء القائمة |
Zorla girildiğine dair bir iz yok. İçerden birinin işi gibi. | Open Subtitles | لا أثر للدخول بقوة يبدو وكأنها عمل داخلي |
Büyük Jüri'nin duyduğu içerden gelen bir kaynağın ifadesiyle birlikte | Open Subtitles | بعد أن إستمعت هيئة المحلفين الكبرى إلى شهادة من مصدرٍ داخلي |
Eğer ne yaptığını biliyorsan, bunu içerden indirebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك تحميله داخلياً إذا كنت تعرف ما تفعل |
Carlos bu işin içerden yapıldığına ikna olmalı. | Open Subtitles | يجب ان نقنع كارلوس ان هذا كان عملاً داخلياً |
İçerden biriyle çalıştığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | الآن نظن أنها تعمل بالتعاون داخلياً... مع شخص آخر. |
Ama içerden birinin parmağı varsa bahse girerim bu Waxford'dur. | Open Subtitles | إذا كانت عملية داخلية فأنا أراهن على واكسفورد واكسفورد؟ |
Sizi izleyip içerden bilgi toplayan Bukalemunları var. | Open Subtitles | لديه حرباء تتجسس عليكم و تراقب خطواتكم ، تجمع معلومات داخلية |
Fakat Justin için... evet, o içerden bilgi alıyordu ve avantajın tamamen diğer tarafta olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لجاستن نعم ، لديه معلومات داخلية وهو يعلم تماماً بأن الإحتمالات ضده |
Hayranların resmen "İçerden"in devamı için ağlıyorlar ve açıkçası, yayımcında. | Open Subtitles | إن معجبيك يبكون طالبين لتتمة لكتاب "ذا إنسايد"، وبصراحة, وكذلك رئيس دار النشر الخاص بك. |