Bu sabah, her zamanki gibi, 8:30'da geldim. İçeri girdim... | Open Subtitles | هذا الصباح انا وصلت كالعادة حوالى 8.30 صباحاً , دخلت |
Asıl olan, sen bana kızdın ve ben içeri girdim. | Open Subtitles | ما حدث أنك غضبت علي و أننى دخلت إلى الداخل |
İçerde bir şeyler olabileceği aklıma gelmedi bende içeri girdim. | Open Subtitles | لو أكن أتوقع أن شيئا ما يحدث بالداخل لذا دخلت |
Kapı kilitli değildi, içeri girdim, etrafa baktım... kimse olmadığını görünce dışarı çıktım. | Open Subtitles | لم يكن الباب موصدا, فدخلت ونظرت حولى لم يكن احد بالداخل, فأنصرفت |
Ama nihayet buradayım, şu kapıdan içeri girdim. | Open Subtitles | لكن في النهاية جئت إلي هنا ودخلت من الباب |
Silah suçundan içeri girdim. Hem eyalet hem de federal mahkemeye çıktım. | Open Subtitles | دخلتُ بسبب نقل الأسلحة وقضيت عقوبات متزامنة عامّة واتحاديّة |
İçeri girdim. | Open Subtitles | أنا بالداخل. |
Kontrol altına alabileceğim bir şey mi diye içeri girdim ama içeri girdiğimde alevler yayıldı. | Open Subtitles | لقد ذهبت للداخل لأرى لو كان امرا بسيطا حتى اطفئه ولكن عندما دخلت أصبح الامر خارج عن السيطره |
Zili çalar çalmaz kapı açıldı, içeri girdim ama kimse yoktu. Karın sorgusuz sualsiz içeri girmeme neden izin verdi ki? | Open Subtitles | لم تكن سوى 5 دقائق , دخلت و لم ارى احدا زوجتك تركتني ادخل , لماذا فتحت الباب هي اصلا ؟ |
Hemen sonra, bir bilim kongresine gitmek için davet aldım ve büyük bir istekle içeri girdim. | TED | فور ذلك تلقيت دعوة إلى مؤتمر حول الخيال العلمي، و دخلت بكل جدية. |
Çok tuhaf, içeri girdim, orada durdum ve senin burada oturduğunu gördüm. | Open Subtitles | هذا غريب، انا دخلت ووقفت هناك ورأيتك تجلسين هنا |
Çitten içeri girdim... ve kesilecek odun aradım ama hiçbir şey göremedim. | Open Subtitles | لذا , دخلت إلى المنزل وبحثت عن بعض الحطب لكى أشعلة لكننى لم أرى شيئاً |
Çitten içeri girdim... ve kesilecek odun aradım ama hiçbir şey göremedim. | Open Subtitles | لذا , دخلت إلى المنزل وبحثت عن بعض الحطب لكى أشعلة لكننى لم أرى شيئاً |
Girmek için izin isteyecektim, ama kapınız açıktı, bu yüzden bende içeri girdim. | Open Subtitles | كنت أريد طلب ،الإذن للدخول لكن البوابة كانت مفتوحة فلذا دخلت |
Ve sonrakinde o kapılardan birinden doğruca içeri girdim. | Open Subtitles | وفي اول مرة صادفنا موقفا مماثلا دخلت بسرعة وبدون خوف |
İçeri girdim ve görüşme yapıyormuş gibi davranıyordu. | Open Subtitles | لقد دخلت للتوّ وكانت تقوم بمحادثة ادعائية |
İçeri girdim böcekleri ayakkabısıyla ezmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | فدخلت ولقد كانت تحاول التخلص منهم بأحذيتها |
Dışarıda yanan ışık falan göremedim o yüzden içeri girdim. | Open Subtitles | لم تضيق علامة الانشغال فدخلت فوراً |
Dışarıda bekliyordum, canım sıkıldı, ben de içeri girdim. | Open Subtitles | آسف كنت أنتظر في الخارج وشعرت بالملل ودخلت |
15 sene önceki aynı çocuk değilim artık. O kapıdan içeri girdim ve hissettiğim şey harikaydı. | Open Subtitles | لستُ الشخص ذاته الذي كنتُ عليه قبل 15 عاماً لذا، حين دخلتُ من ذلك الباب الأمامي هذه الليلة |
İçeri girdim, Finch. | Open Subtitles | أنا بالداخل يا (فينش). |
İçeri girdim, ama orada hiç kimse yoktu. | Open Subtitles | ذهبت للداخل ، لكن لم يكن هناك أحد |
Niçin biraz daha düşün müyorsunuz sonra tekrar konuşuruz? Teras kapısı kilitli değildi, Ben de içeri girdim. | Open Subtitles | لم لا تفكري بالموضوع ونتحدث مجدداَ باب شرفة المسبح كان مفتوحاَ لذا تسللت |
Camdan içeri girdim. | Open Subtitles | ثمّ دَخلتُ من النافذةِ الأماميةِ بَدأتُ القِراءة |
Alkollü araç kullanmaktan içeri girdim ve hapiste yere düşüp donuma işedim. | Open Subtitles | أصدر بحقي السجن لقيادتي تحت تأثير المسكر, سقطت وتبولت على بنطالي |