Gördüğünüz gibi, ...saçınız sizin için önemli olduğu kadar benim için de önemli. | Open Subtitles | أرأيت مسيو, هذا مهم بالنسبة لي كما اشيائك بالنسبة اليك. |
Bu demode değil. Benim için de önemli. Mesela, evli olduğum tüm süre zarfında eşimi hiç aldatmadım. | Open Subtitles | هذا ليس بإسلوب قديم ، إنه مهم بالنسبة إليّ ، أيضاّ، أتعلم , طوال فترة زواجي ، لم أخادع زوجيّ. |
Senin için önemli olan bir şeyi yok ettim ve ancak benim için de önemli olan bir şeyi yok edersem bunu telafi edebilirim. | Open Subtitles | لأني دمرت شيئا مهما جدا بالنسبة لك فإن الطريقة الوحيدة لتعويضك هي أن أدمر شيئا مهم بالنسبة لي بنفس القدر |
Senin için önemliyse, benim için de önemli. | Open Subtitles | ما هو مهم بالنسبة لكِ، انه مهم بالنسبة لي. |
İkimizde paranın ikimiz için de önemli bir şey olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | حيث أن المال غير مهم بالنسبة لى أو لك |
İnanç, senin için olduğu kadar onlar için de önemli, Kral Ecbert. | Open Subtitles | الإيمان مهم بالنسبة لهم بقدر ما هو مهم لك أيها الملك (إيكبرت) |
benim için de önemli. | Open Subtitles | إنه مهم بالنسبة لي أيضاً |
Bizim için de önemli. | Open Subtitles | مهم بالنسبة لنا |
Onun için de önemli bir gün. | Open Subtitles | وهو يوم مهم بالنسبة له أيضاً |
Ama Bug senin için önemliyse o zaman benim için de önemli. | Open Subtitles | ، لكن إن كان (باغ) مهم بالنسبة لكِ إذاً هو مهم بالنسبة ليّ |
Hayır, hayır. Sen Charlotte için çok önemlisin. Bu da seni benim için de önemli yapar. | Open Subtitles | لا، بالعكس، أنت مهم بالنسبة إلى (تشارلوت) وذلك يجعلك مهماً بالنسبة إليّ. |
Chicago'da düzeni yeniden sağlamak, senin için olduğu kadar benim için de önemli. | Open Subtitles | إستعادة النظام في (شيكاغو) مهم بالنسبة لي بقدر ما هو مهم لك |
Hayır, hayır, bu benim için de önemli. | Open Subtitles | كلا، لا الأمر مهم بالنسبة لي |
Benim için de önemli. | Open Subtitles | أنه أمر مهم بالنسبة لي . |