Ben bunun üstesinden gelebilirim. Benim için endişelenmeyi kesmenizi istiyorum. | Open Subtitles | و يمكنني فعله مرة أخرى توقفن عن القلق بشأني |
Anne, benim için endişelenmeyi bırak istiyorum. | Open Subtitles | يا ما ، أريد منك أن تتوقفي عن القلق اتفقنا بشأني ، و الآن يمكنك التوقف عن القلق بشأن ، كما تعلمين |
Bana meydan okumanız. Kovulacağınız için endişelenmeyi bırakmanız gerekiyor. | Open Subtitles | تحدّوني أريدكم أن تتوقفوا عن القلق حول خسارة الوظيفة |
Ya onları takarsın ya da bütün bunlar için endişelenmeyi kesebilirsin. | Open Subtitles | إما أن تضعهم الآن أو بإمكانك التوقف عن القلق بخصوص الرحلة |
Kadın için endişelenmeyi bana bırak dedin. | Open Subtitles | قلت لندعك تقلق بشأنها |
Başkasının çocuğu için endişelenmeyi bırak ta kendi kıçına dikkat et! | Open Subtitles | ،توقفي عن القلق على أولاد الآخرين ألقي نظرة على مؤخرتكِ |
Sen kafanı işine ver. Benim için endişelenmeyi bırak. | Open Subtitles | إبقَ مركزاً على عملك، وتوقف عن القلق بشأني. |
Benim için endişelenmeyi bırakın ve işinize geri dönün, hepiniz. | Open Subtitles | وتوقفي عن القلق بشأني .. وعودي للعمل، جميعكم |
Pekala, herkes benim için endişelenmeyi bıraksın ve bulduğum kütüphane kitabı hakkında endişelenmeye başlasın. | Open Subtitles | لنكف جميعا عن القلق بشأني ونبدأ القلق بشأن الكتاب المستعار الذي عثرت عليه للتو |
Şimdi gene sıra bende ama mallarınız için endişelenmeyi kesip, yatmayacaksanız bunu yapmayacağım. | Open Subtitles | لقد حان دورى ثانية ..... ولكننى لن أستمر إذا لم تتوقفا عن القلق بشأن بضائعكما وتخلدا إلى النوم |
Tekboynuzlar için endişelenmeyi bir kenara bırakıp fareler üzerine yoğunlaşmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكف عن القلق حول وحيد القرن وتهتم بالقلق حول الجرذان |
Sen ve o şapka, Grace için endişelenmeyi bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | أنت وقبعتك هذا يجب أن تكفا عن القلق حول غريس |
Shelby için endişelenmeyi bırakıp kendin için endişelenmelisin demek istiyorum. | Open Subtitles | يعني ربما تتوقفي عن القلق عليها وتبدأي بالقلق على نفسك |
Biliyor musun bu noktadan sonra artık ölene kadar onun için endişelenmeyi sürdüreceğim | Open Subtitles | أتعرفين؟ بهذا المعدل، فأنا لن اتوقف ابدا عن القلق عليه حتى أموت |
Onun için endişelenmeyi bırak. Her şeyin üstesinden gelebilir, güçlü bir kadın o. | Open Subtitles | (لا تقلق بشأنها يا (إيثان بمقدورها الاعتناء بنفسها |
Onun için endişelenmeyi bırak. Her şeyin üstesinden gelebilir, güçlü bir kadın o. | Open Subtitles | (لا تقلق بشأنها يا (إيثان بمقدورها الاعتناء بنفسها |
Benim için endişelenmeyi bırak ve kendine dikkat et. | Open Subtitles | كفى عن القلق على وأهتمى بنفسك |
Sen Melissa için endişelenmeyi bırak da annene yardım etmeye odaklan. | Open Subtitles | لما تقفين عن قلقك بشأن ميليسا وتبدأين بالتركيز في مساعدة والدتك؟ |
Jane, bizim için endişelenmeyi bırak. Senin sağlığına zararlı. | Open Subtitles | (جاين)، كفي عن القلق حيالنا إنه أمر غير سليم |
Nasıl olsa beni kovacaklar. Bunun için endişelenmeyi bıraktım. | Open Subtitles | انني مطرود علي ايه حال و قد تعبت من القلق علي هذا |
Ama senin için endişelenmeyi seviyorum. | Open Subtitles | ـ لكنى احب القلق عليك |