Aa, şimdi konuşmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | حسنا .. الآن ليس وقتا طيبا للكلام. |
Bunun için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | هذا ليس وقتا طيبا. |
Ve şu an, senin o aptalca espirilerin için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | والآن ليس وقتاً مناسباً لاحدى تعليقاتك الذكيّة |
Önemli bir görüşmedeyim, şuan konuşmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | أنا في مقابلة الآن، لذا هذا ليس وقتاً مناسباً للتحدث |
Benim düşüncem; bu işe devam etmek için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | في رأيي , ليس هذا أفضل وقت للمبادرة بهذا |
Moralinin bozuk olduğunu biliyorum ve muhtemelen nutuk atmak için iyi bir zaman değil ama bir alkoliğe bir şişe votka vermek hangi mantığa göre doğru olabilir? | Open Subtitles | حسنا اعلم بانك محبط وهذا ليس بالوقت المناسب لمحاضراتي |
Ve bu ikimiz için iyi bir zaman değil. Üzgünüm. | Open Subtitles | و هذا ليس بوقت مناسب لنا, أنا آسفة |
Belki de konuşmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | ربما الآن ليس وقتاً مناسباً للحديث اسمعيني يا أختي فقط قابلي هذا الشاب |
Sanırım konuşmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | كنت أفكّر ربما الآن ليس وقتاً مناسباً للحديث |
Evet, şehirden ayrılman için iyi bir zaman değil mi? | Open Subtitles | نعم، ليس وقتاً مناسباً لمغادرة المدينة؟ |
Aslında şu anda benim için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | في واقع الحال... ليس وقتاً مناسباً بالنسبة لي. |
Earl, belkide bunu anlatmak için iyi bir zaman değil. Hayır, hayır | Open Subtitles | ايرل قد لايكون هذا أفضل وقت لاخبارها |
Sanırım konuşmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | أعتَقد أن هذا أفضل وقت للتحدث. |
Cimri olmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | ليس بالوقت المناسب أن تكون بخيلاً. |
- Bu Lucas ve benim için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | {\pos(190,235)} -هذا ليس بالوقت المناسب نظرًا لعلاقتي بـ(لوكاس ) |
Techspring'e yatırım yapmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | ليس بوقت مناسب للتحقيق في (تاكسبرينج) |