Yarın çalışmaya başlıyoruz. Artık içki içmek yok. | Open Subtitles | والآن غداً سوف نبدأ العمل لا مزيد من الشرب |
Sanırım içki içmek konusunda biraz sinirlerim bozuktu. | Open Subtitles | أعتقد أنّني كُنْتُ فقط منزعجة إلى حدٍّ ما بسبب الشرب. |
Belki daha sonra da kampta gezinti yaparız ve içki içmek dışında da kötü alışkanlıkların varsa sana puro bile ikram edebilirim. | Open Subtitles | ربما بعدها نذهب للمخيم إن كان لديك رذائل أخرى غير الشرب ربما أعرض عليك سيجار |
İçki içmek için sadece kısa zamandır yaşımız tutuyor. | Open Subtitles | لم أستطع المقاومة نحن كبرنا بالقدر الكافي للشرب الآن |
Yo, sadece sizinle dostça içki içmek istiyorum. | Open Subtitles | كلا , أنا أدعوكم فحسب إلى تناول شراب معى |
Britanya'da bir otelin barında oturup kızın biriyle içki içmek istesem yapamam çünkü "Bu adam ne yapıyor?" diye dedikodu başlar hemen. | Open Subtitles | لو كنت في حانة في فندق في بريطانيا، والحق، وكنت أرغب في تناول مشروب مع شاب، أنا لا يمكن أن تفعل ذلك، السبب سيكون هناك |
İçki içmek yerine, telefonu aldım elime. | Open Subtitles | أنا أقوم بمكالمة بدلًا من شرب كأس. |
Kuralları unutmayın, içki içmek yok, kusmak yok, saat 9:45'de gideceksiniz. | Open Subtitles | تذكروا القواعد ، ممنوع الشرب ، ممنوع التقيّؤ أخرجوا من هنا الساعة 9: 45 |
Raj su siralar bazi badireler yasamakta ve o içki içmek istiyor. | Open Subtitles | راج يمر ببعض المشاكل الان؟ ويريد أن يوافق على الشرب |
21 yaşında, içki içmek serbest olur ve insana heyecan verir. | Open Subtitles | عندما تكونى فى الـ21، يكون الشرب شئ جديد ومثير ويصبح كل الناس يفعلوه |
Sıcak bir Fransız restoranında eski kız arkadaşla içki içmek yani. | Open Subtitles | أعني ، الشرب مع حبيبة سابقة في مطعم فرنسي حميمي عزيزتي أنت تفعلين ذاك الشيء |
Nice başarılara! Bölündüm. Bir yanım bir daha asla içki içmek istemiyor çünkü beni hasta etti, ama eğer içmeseydik... | Open Subtitles | إنجاز أنا مشتته, جزء مني لايرد الشرب مجدداً لأنه أمرضني |
İçki içmek taş içmeyi de körüklüyor. | Open Subtitles | حسناً, الشرب هو من قادني إلى تدخين الحشيشة |
Hava kararınca gitmeniz gerek, yerlere çöp atmayın... içki içmek yok. | Open Subtitles | ،لهذا يتعين عليكم الذهاب عند حلول الظلام لا ترموا النفايات وممنوع الشرب |
Avustralya'da içki içmek 18 yaşından sonra yasal. | Open Subtitles | السن القانوني في أستراليا للشرب هو 18 ثانيا : |
Genelde içki içmek ve kızlarla tanışmak için sanıyordum. | Open Subtitles | أظن انهم كانوا يريدون فقط مكانًا للشرب و اللقاء بالفتيات |
İş çıkışı bir içki içmek için bara gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبت إلى الحانة للشرب بعد العمل |
Yemek yiyeceğim kişi henüz gelmedi. - Bir içki içmek ister misin? | Open Subtitles | رفيقة غدائي لم تصل بعد، أتودّ تناول شراب معي؟ |
Seni içki içmek için dışarı çıkarıp, benimle yeni bir galeriye başlamanı isteyecektim. | Open Subtitles | كنت سأدعوك خارجا لشراب و اسألك ان تبدأي معرضاً معي |
Beraber içki içmek için ona 500 dolar bahşiş verdin. | Open Subtitles | أعطيتها 500 دولار فقط لكي تتناول شراب معك. |
Ve çocukların da var ben de kördüğüm olmaya çalışmıyorum, ...ama seninle bir içki içmek istiyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ متزوجة وأن لديك أبناءً، و... وأنا لا أريد التورط بشيء أيضاً، ولكني ما زلتُ أرغب بتناول شراب معكِ |
Sana ihtiyacımız olmayacak. Sadece bir içki içmek için durduk. | Open Subtitles | لن نكون في حاجة إليك توقفنا فحسب لتناول مشروب |
Sanki annemle içki içmek gibi ama üzülme. Annem harika görünüyor. | Open Subtitles | إنه كإحتساء الشراب مع والدتي ، لا تقلقي ، إنها رائعة |
Gelip bir içki içmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تأتي و تتناول مشروباً ؟ |
Pudge Fisk'in sayısını kaçırdın mı? hiç tanımadığın bir kızla içki içmek için mi? | Open Subtitles | هل فوت إكمال دورة بادج فيسك من أجل أن تحظى بشراب مع سيدة لم تقابلها من قبل ؟ |