Eğer işemek için uygun bir zaman değilse beyin dış üretral büzücü kasa başka bir sinyal göndererek buna karşı çıkabilir. | TED | يستطيع الدماغ مواجهة ذلك إذا كان الوقت غير مناسب للتبول عن طريق إرسال إشارة أخرى لاكماش العضلة القابضة الخارجية. |
Bu konuda pek iyi sayılmam. Onu sadece işemek için kullanıyorum. | Open Subtitles | أنا لم أعد جيداً كما كنت سابقاً أنا فقط استخدمه للتبول! |
İki saatte bir işemek için on dakika molanız var. | Open Subtitles | تحصلون على 10 دقائق أستراحة للتبول كُل ساعتين. |
İşemek için sadece dört yaprak, geri kalanı için sekiz yaprak ayırırdı. | Open Subtitles | فقط 4 ورقات للبول و 8 للأمور الأخرى |
İşemek için kalktığımda bakarım. | Open Subtitles | أجل، سأفعل بعد قليل إذا ذهبت للتبوّل |
Dün gece işemek için ormana doğru gitti ve geri gelmedi. | Open Subtitles | ذهب خارج الغابة في الليلة الماضية ليقضي حاجته ولم يعد حينها |
Normalde bir ürünün reklamını yaptığınızda, müşterinin reklamınızı işemek için tuvalete götürmesini pek de istemezsiniz, | TED | عادة، عندما تقوم بالإعلان عن شيء ما، أنت حقا لا تريد المستهلك أن يأخذ إعلانك إلى الحمام ليتبول عليه. |
Aynı benim gibisiniz! Yaşlı, yorgun, birçok gece işemek için uyananlardansınız. | Open Subtitles | مُسنون، مُتعبون، يتوجب عليكم الاستيقاظ كثيراً ليلاً للتبول |
Şimdi şu şişeyi alın, içine işemek için. -Tamam. | Open Subtitles | وخذوا هذه العلبة للتبول بها اذا احتجم لذلك |
Güneşli bir gün, güzel bir yol ayrıca işemek için harika bir tepecik seçmişti ama yine de kötüye gidiyordu çünkü ben de patlama testim için aynı tepeyi seçmiştim. | Open Subtitles | ومكان جيد للتبول ومع ذلك ساءت الأمور لأنني اخترت نفس التل لأختباري النووي |
İşemek için 2 dakika mı veriyorsunuz? | Open Subtitles | مهلاً , ماذا؟ أعطيتني دقيقتين فقط للتبول , أهذا كله؟ |
Herkes işemek için bundan bir tane istiyor olacak. | Open Subtitles | جميعكم سوف تريدون واحده من هذه للتبول فيها |
Ama en azından ben işemek için kalkıyorum. | Open Subtitles | لكن على الاقل انا اخرج من السرير للتبول |
Bu iki ihtiyar işemek için aletlerini köprüden aşağı sarkıtmışlar. | Open Subtitles | - حسنا ... كان هناك ولدان يقفان بدراجاتهما عند الجسر للتبول |
Ve işemek için de küçük bir tane var. | Open Subtitles | و هناك فتحه اخرى فقط للبول |
İşemek için kalkarsan, tuvaletin kapısını kapattığına emin ol. | Open Subtitles | ... و إذا ذهبت للتبوّل . أحرص على إغلاق باب الحمّام |
Ne var? İşemek için de izin mi almam gerekiyor artık? | Open Subtitles | هل عليّ طلب الأذن للتبوّل الآن؟ |
Artık orada yok. Belki işemek için dışarı çıkmıştır. | Open Subtitles | ربّما خرج ليقضي حاجته |
Uzun lafın kısası, o üç adamı öyle bir benzettik ki, işemek için çizmelerini çıkarmaları gerekiyor. | Open Subtitles | قصة قصيرة، ونحن بضربهم ضرب ، لا بد من فصل حذاء ليتبول. |
İşemek için odadan çıktı, ve sonrasını biliyorsunuz... | Open Subtitles | غادر الغرفة ليتبول و الشيء التالي الذي أعرفه... |