Hayır, işimle ilgili. Yaptığım işte iyi olduğumu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | بخصوص عملي ، أريدك أن تخبرني أني جيد فيما أفعله |
Kellog ne dediğini bilmiyor, ne işimle ne de Emily ile ilgili. | Open Subtitles | كيلوغ لا يعرف ما الذي يتحدث عنه بخصوص عملي أو بشأن إيميلي |
Daha sonra ise neredeyse kaçınılmaz bir şekilde seyahat yazarı oldum. İşimle, heyecan duyduğum şey birleşmişti. | TED | وبعدها بكل تأكيد أصبحت كاتب أسفار وبذلك جمعت بين عملي ومتعتي معا. |
İşimle dalga geçerken iki kez düşünecek! | Open Subtitles | و طبيبي النفسيّ السابق، سيفكر مليّ قبل السخرية من وظيفتي. |
Benimle takılmak mı işimle takılmak mı hoşuna gidiyor sence? | Open Subtitles | أتظنين أنك أستمتعتِ بقضاء الوقت معي أو مع أعمالي ؟ |
İtiraf edeyim, denizyıldızı işimle ilgilenmenden gurur duydum. | Open Subtitles | على القول، نجمة البحر يشرفنى أنك أظهرت اهتماما بعملى وأعتقد أنك فى غاية الجمال |
Yine liste yapmaya döndüm -- bakalım işimle ilgili neleri seviyorum. | TED | وهذا التساؤل يرجعني إلى قائمتي.. لأرى ما الذي يعجبني حقاً في عملي |
İşimle zevklerimi birleştirme biçimimle, ben de bir sanatçı sayılırım. | Open Subtitles | أنا فنان، بالطريقة التي أدمج بها بين عملي ومتعتي |
Diğerini ise, işimle çok meşgul olduğum için kaybettim. | Open Subtitles | وفقدت الآخرى لأني أنشغلت كثيراً بالحفاظ على عملي. |
Sanırım evet. uzun zamandır hep işimle ilgiliydim. | Open Subtitles | أعتقد أني كذلك. لوقت طويل كنت أركز في عملي فقط |
Fish and Fry'daki, saati beş dolar olan işimle mi? | Open Subtitles | عملي في مطعم السمك ذو الخمس دولار بالساعة؟ |
Şey, işimle ilgili şeyler kendi kariyerine başlamak istiyordu yüksek lisansını tamamlamak istiyordu. | Open Subtitles | حسناً مشاكل مع عملي أرادت أن تبدأ حيات مهنية خاصة بها أرادت أن تنهي دراستها الجامعية |
Şu andan itibaren işimle ilgili hiçbir şey sorma bana. | Open Subtitles | من الآن و صاعداً لا تسأليني أبداً عن عملي |
Şu andan itibaren işimle ilgili hiçbir şey sorma bana. | Open Subtitles | من الآن و صاعداً لا تسأليني أبداً عن عملي |
O zaman sekiz yıl boyunca hayatımın en aşağılayıcı tecrübesini yaşatacak verilen sözlerle, yuvarlak cevaplarla uğraşmak yerine işimle meşgul olabilirdim. | Open Subtitles | حتى يكون بإمكاني متابعة عملي بدلاً من جرّ ثمانية أعوام من الوعود و حشد القوائم و التي قادت لأسوأ إهانة في حياتي |
Yeni işimle birlikte ben New England'ın yollarında gezip hiperaktivite için ilaç dağıtırken, her ay oğlumu iki ay yalnız bırakacağım ve o da ayı kafalı krep yapması için başkalarına yalvaracak ve simidi de şehir sanıyor. | Open Subtitles | من حيث تقفين مع وظيفتي الجديدة أتجول في جسور نيو انجلاند المغطاة حيث علي أن أترك طفلي لأسبوعين كل شهر |
Eski işimle birlikte, Bayan Bok Fırtınası'nın işlerini de yapıyorum henüz bunları dolduracak gücümüz yok. | Open Subtitles | فالآن أصبحت أقوم بوظيفة الآنسة عاصفه سيئه مع وظيفتي القديمه لأن تلك الوظيفه ما زالت لم تملئ |
Hayatımı adadığım işimle ilgili bakış açımı Bayan Johnson yanımda olmadan ifade etmekte aciz kalacağıma sizi inandıran şey ne, bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي دفعكِ إلى الاعتقاد أنّني لستُ بقادرٍ، على أداء وظيفتي دون أنْ تكون السيّدة جونسون إلى جانبي، |
Şimdii neden eyalet polisi benim işimle ilgileniyor, yüzbaşı ...? | Open Subtitles | الآن ، لماذا تهتم شـرطة الـولاية في أعمالي أيـهّا الملازم . . ؟ |
Bunun işimle ilgili olacağını sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد ان هذه الجلسات متعلقه بعملى. |
Kendi işime bakıyordum, sadece işimle ilgileniyordum taa ki beni bir kahve içmeye çağırana kadar. | Open Subtitles | كنت أهتمّ بشؤوني وأقوم بعملي ودعاني إلى مكتبه لاحتساء القهوة وتناول الحلوى |
Burda konu para değil Hayır bu benle ve işimle ilgili | Open Subtitles | هذا لا يتعلق بالمال ان الأمر يتعلق بي فأنا أقوم بعملي |
Sonunda, yaşamda kendimle ve işimle başbaşa kalabileceğim bir yer buldum. | Open Subtitles | أخيراً وصلت إلى مرحلة في حياتي حيث أتقبل وحدتي وعملي |