Vince, neden gerçekten suç işlemiş birini tutuklamıyorsunuz? Mesela senin saçını böyle keseni! | Open Subtitles | لما لاتقبض على شخص ارتكب جريمة حقيقية؟ كالشخص الذي قص لك قصة شعرك |
Biraz önce cinayet işlemiş gibi görünüyordu, ki özellikle bu mimar için bu gayet olasıydı ve ne yapacağımızı bilemiyorduk. | TED | كأنه ارتكب جريمة قتل. والتي لم تكن خارج السؤال بالنسبة لهذا المهندس، ولم نكن نعرف ما الذي نعمله. |
Başlangıçta küçük hırsızlık ama sonunda DeSilva hayatına mâl olacak suçu da işlemiş. | Open Subtitles | بدءا من السرقة , ديسيلفا ارتكبت أخيرا جريمة التي من شأنها أن يكلفه حياته. |
Eğer bu, şu yada bu biçimde işlenmiş herhangi bir suç olsaydı, eğer bir adam aç olduğu için bir şeyler çalmış olsaydı,. hatta kendini savunmak için cinayet bile işlemiş olsaydı, o zaman belki polise hiç bir şey söylemezdim. | Open Subtitles | إذا هو كان أي جريمة أخرى إذا رجل سرق لأنه كان جائع، إرتكب جريمة قتل حتى للدفاع عن نفسه، لربما أنا لا يخبر الشرطة. |
Bu kişiler, tarif edilemeyecek kötülükte suçlar işlemiş. | TED | هؤلاء الأشخاص ارتكبوا أفعالاً شريرة لا تكاد توصف |
Çünkü bu kişinin bu cinayeti işlemiş olması imkansız görünüyor. | Open Subtitles | لأنه يبدو ظاهريا انه من المستحيل على هذا الشخص ان يرتكب هذه الجريمة, |
İyi ki yakalanmış. Adam dünyanın suçunu işlemiş. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنهم قبضوا على رجل ارتكب كل هذه الجرائم. |
Cinayet işlemiş birini davet ettiğine inanıyordu. | Open Subtitles | يعتقدون أنه أحضر معه شخصاً ارتكب جريمة قتل لتناول العشاء |
Bu kişi korkunç suçlar işlemiş durumda, ama aynı zamanda evli ve çocuklu. | Open Subtitles | هذا الشخص ارتكب جرائم رهيبة و لا بد من محاسبته لكنه زوج و أب |
Sanık, suçlanmış olduğu suçu gerçekten işlemiş mi? | Open Subtitles | هل المتهم ارتكب الجريمة التي هو متهم بها؟ |
Bu suçları bir tarikat işlemiş olabilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد بأن طائفة دينية ما قد ارتكبت هذه الجرائم؟ |
böylelikle babasının kalbini kırmamak için, küçük bir suç işlemiş oldu. | Open Subtitles | ارتكبت جريمة صغيرة لتنقذ قلب اباها العزيز |
Büyük günah işlemiş bu ruhun biraz bile mahremiyeti olamayacak mı? | Open Subtitles | أليس من حق روحاً ارتكبت خطيئةً كبيرة الحصول على بعض الخصوصية ؟ |
Biz Amerika'da suç işlemiş bir Fransız'ın bizim mahkemelerde yargılanmamasını hoş karşılar mıydık? | Open Subtitles | مع رجل فرنسي إرتكب جريمة في أمريكا؟ ألا يحاكم في محاكمنا؟ |
Hükümetimizin bu anlaşmadan önce suç işlemiş olanları cezalandırma hakkı saklıdır. | Open Subtitles | الحكومة سيكون لها الحق في معاقبة كل من إرتكب الجرائم قبل هذه الإتفاقية |
Tabii ki korkunç suçlar işlemiş insanlar da var. | TED | وبالطبع هناك أشخاص ارتكبوا جرائم فظيعة، |
Diğer tarafta da ordudan atılmış, cinayet işlemiş bir denizci. | Open Subtitles | ضد كلمة رجل مطرود بطريقة مخزية من البحرية ورأيناه يرتكب جريمة قتل |
Bu yüzden su yokluğuyla ilgilenmek içime işlemiş. | TED | لذلك فإن التعامل مع قلة المياه هو شيء متأصل للغاية في نفسي. |
Fark etmiş olacaksınız ki kraliçenizi kurban ederek ihanet suçu işlemiş oluyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تُدرك حتماً أنك ترتكب خيانة، برمي ملكتك بين مخالب الهلاك حيث تقبع أنت |
Bana Biederbeck'in cinayeti ne şekilde işlemiş olabileceğini anlatırsın, ve ben de sana bu izni kişisel olarak ulaştırırım. | Open Subtitles | أنت أخبرني كيف بيديربيك أرتكب هذه الجريمة، وسأعطيكم تصريحا بالتحقيق معه وإعتقاله |
Yağlamayı yapan hırsızlık etmiş ve idamlık suç işlemiş olur. | Open Subtitles | سيكون مُداناً بالسرقة ..و إرتكاب جريمة عقوبتها الإعدام. |
Tanrım, her ne kadar kötülük işlemiş olsalar da bu kullarını da yanına al ve günahlarını affet. | Open Subtitles | الهي ,بالرغم من انهم كانو مرتكبين للخطيئة ادعوك ان ترحمهم |
Pencerenin altına vardığınızda, ...son derece derme çatma olan mekanizmanızı faaliyete geçirdiniz ve zaten işlemiş olduğunuz cinayetin korkunç seslerini çıkardınız. | Open Subtitles | وعندما وصلت أسفل النافذه أدرت الأله الأكثر بشاعه والتى أصدرت هذا الصوت البشع لجريمه قد أرتكبتها سلفا |
Ama eğer bunu saklarsam ve sonra ortaya çıkarsa suç işlemiş olacağım. | Open Subtitles | لكن إن خبأتها وانكشفت لاحقا فسأكون ارتكبت جنحة |