Ruby, insanın evliliğe ayak uydurması başlangıçtaki fazladan engelleri saymadığı başlı başına bir iştir. | Open Subtitles | هيئي نفسك للزواج يا روبي، انه وظيفة بحد ذاته بدون افتراض عقبات اضافية فى البداية |
Pek çok kuş gibi bu albatroslar içinse de bu iki kişilik bir iştir. | Open Subtitles | وبالنسبة لهذه القطارس، كما بالنسبة لأكثر الطيور هي وظيفة لاثنين. |
Ve bu tabiki varsayımların en büyüğü olan iş iştir, ve hayırseverlik dünyada değişiklik yapmak isteyen insanların aracıdır varsayımının üstesinden geliyor. | TED | وهذا بالطبع يرمز لأكبر فرضية فيهم أن التجارة تجارة وأن العمل الإنساني هو ناقلة الناس الذين يودون تغيير العالم |
Kuşların çiftleşmesi çok çabuk gerçekleşen bir iştir. | Open Subtitles | التزواج في الطيور قد يكون عملاً سريعاً جداً، ليس أكثر من لقاء قصير للفتحات التناسلية. |
Profesyonel futbol bir iştir Maggie... sosyal bir dernek değil! | Open Subtitles | احتراف كرة القدم ماهو الا مهنة. و ليس نادى اجتماعى |
Yiyecek arayışı tüm ailenin dahil olduğu tam zamanlı bir iştir. | Open Subtitles | البحث عن الطعام هنا هو عملٌ يستغرق اليوم بأكمله وتقوم به كل العائلة |
Kuzeylilerin dediği gibi, "İş iştir." | Open Subtitles | كما تَقُولُ في المنطقة الشمالية الشرقيةِ، عمل عملُ. |
Vekil öğretmenlik çok zor iştir. | Open Subtitles | كونك طالبة بديلة وظيفة ضعبة بالاضافة إلي |
Hayır aslında çok iyi bir iştir kuru temizleme. | Open Subtitles | كلا يا رجل, في الحقيقة تلك وظيفة حسنة حقاً التنظيف بالبخار |
Hayır, aslında çok iyi bir iştir. | Open Subtitles | كلا يا رجل, في الحقيقة تلك وظيفة حسنة حقاً |
İş aramak ta bir iştir. | Open Subtitles | البحث عن وظيفة , وظيفة بحد ذاتها , صحيح ؟ |
Bunun sadece yerel bir gazete olduğunu ve savaşın sonucunu falan değiştiremeyeceğini biliyorum ama bu iş iyi bir iştir ve baban da-- | Open Subtitles | اعلم انها جريدة محلية واعلم انها لن تغير نتيجة الحرب او اي شئ ولكنها وظيفة جيدة وابيك |
İyi bir iştir. Eve kahvaltı yapmaya gelmiştim. | Open Subtitles | إنّها تجارة رابحة، جئتُ للمنزل لتناول الفطور فحسب |
Sillum yetiştiriciliği zor bir iştir. | Open Subtitles | زراعة السيليم هي تجارة ضئيله بدون اعشاب لنبيعها |
Hariciye sistemi bir felaketti. İşsiz bir insanın gerçek gereksinimi iştir ama bunu yapabilmek için ekonomiyi canlandırmanız gerekir. | Open Subtitles | نظام المعونة كان كارثة, أفضل من ذلك أن تمنح الرجل عملاً |
Sahte bir "görünme" düzenlemek şeytanlık gerektirmeyen bir iştir. | Open Subtitles | تدبير رؤية مزورة ليس عملاً لا يحتاج للدقة |
Profesyonel futbol bir iştir Maggie... sosyal bir dernek değil! | Open Subtitles | احتراف كرة القدم ماهو الا مهنة. و ليس نادى اجتماعى |
Dünyadaki bu yiyecek kıtlığında, çiftçilik en önemli iştir. | Open Subtitles | و نظراً لنقص الغذاء فى العالم فإن الزراعة هى أهم مهنة على الإطلاق |
Neden biliyor musunuz? Çok zor bir iştir ama ben seviyorum. | Open Subtitles | لأن هذا عملٌ شاق، ولكنني أحبّه. |
Üzüntü üzüntüdür, iş iştir. | Open Subtitles | الحزن حزنُ؛ العمل عملُ |
Anlaşma şu; İş iştir. | Open Subtitles | العمل هو العمل , في البورصة أو في الشارع الرئيسي |
Tüm ruhsat, kayıt, vergi belgeleri ve şasi numarasının değiştirilmesi gerektiğinden şaşırtıcı derecede zor bir iştir. | Open Subtitles | مابين الترخيص والتسجيل وسجل ,الضرائب ورقم التعريف إن تحويل سيارة لنقد لهو َصعب وبشكل عجيب |
Bilirsin, medya ağları konuşmaz, hükümet vergilendiremez fakat spor bahisleri yılda 200 milyar dolarlık bir iştir. | Open Subtitles | إن الشبكات لا تتحدث عنه لا يمكن للحكومة أن تجبي الضرائب منه و لكن المراهنة على الرياضة تساوي مئتي بليون دولار |
Balina nefesini yüzünüzde hissetmek ayrıcalıklı bir iştir. | Open Subtitles | إنها لسعادة غامرة للشعور بالحيتان تتنفس في وجهك |
Çete üyesi olmak çok tehlikeli bir iştir, şaşırtılmayı hiç sevmezsiniz. | TED | وهو عمل صعب، كونك في عصابة، لا تريد أن تفاجأ. |
Hemen hallederim. Ayinesi iştir kişinin. | Open Subtitles | تتكلم الأعمال أكثر من الكلمات إعتني بالموضوع |