"iddia ediyor" - Traduction Turc en Arabe

    • يدعي
        
    • يدّعي
        
    • تدعي
        
    • تدّعي
        
    • يزعم
        
    • يدّعون
        
    • تزعم
        
    • إدعى
        
    • يَدّعي
        
    • ويدعي
        
    • ادعت
        
    • إدعت
        
    • إدّعى
        
    • زعم
        
    • وتدعي
        
    Bazıları onun soyut sanatla Picasso'dan önce oynamaya başladığını iddia ediyor. Open Subtitles البعض يدعي أن موندريان كان ..يلعب بالفنّالمجرّد. قبل أن يظهر بيكاسو.
    Şüpheli, bir kadınla yatıp, başka bir kadınla kalktığını iddia ediyor. Open Subtitles المشتبه يدعي إنه دخل الفراش مع مرأة و إستيقظ مع أخرى
    Parayı bir basketbol programı veya günlük bakım merkezi için topladığını iddia ediyor. Open Subtitles هو يدّعي جمع المال لصالح برنامج كرة سلّة الخيري أو مركز حضانة للأطفال
    Neden öfkeli bir anne, genç kızının hayatını kurtarmayı reddettiğini iddia ediyor acaba? Open Subtitles إذا لماذا كانت لدي أم غاضبة تدعي أنك رفضت إنقاذ حياة ابنتها المراهقة؟
    Çünkü görünmeyen bir şey, bir ruh, tarafından tecavüze uğradığını iddia ediyor. Open Subtitles لأن تدّعي بأنها تكون مغتصبة بكيان مخفي، روح أن تكون.
    Kuzey Carolina'daki adam ruhunuzdaki kötülüğün siyah katranını temizleyebildiğini iddia ediyor. Open Subtitles رجل في شمال كارولينا يزعم بامكانه ازالة الشر الاسود من روحك
    Af edersin,fakat bu genç adam, sizinle yaşadığını iddia ediyor Open Subtitles عفوا منك ، ولكن يدعي هذا الشاب انه يقيم معك.
    Bay Dunbar, dudaklarınızla 20 saniye boyunca zor anlar yaşattığınızı iddia ediyor. Open Subtitles الآن، السيد دنبار يدعي أنكَ وضعت شفتيك على فمه لحوالي 20 ثانية
    Tarn, öldüğü geçe geç saatlerde Bayen'la olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles تارن يدعي بانك كنت مع باين الليلة التي مات فيها
    Kendisi yaşadığımız evrenin matematiksel olarak çok zarif olduğunu iddia ediyor. TED يدعي أن الكون الذي نعيش فيه راقي رياضيًا جدًا.
    Joshua kişisel olarak Liberya sivil savaşı sırasında 10,000'den fazla insanı öldürdüğünü iddia ediyor. TED جوشوا يدعي أنه شخصياً قتل مايزيد عن 10 اَلاف شخص خلال الحرب الأهلية فى ليبريا
    - Kamyonetin sivil olduğunu iddia ediyor ve çok asker bulunmadığını söylüyor. Open Subtitles ـ انه يدعي أنها كانت شاحنة مدنية ولم يكن هناك الكثير من الجنود
    Henüz değil. Asker yumurtalarını öldürdüğüne dair hiçbir şey hatırlamadığını iddia ediyor. Open Subtitles ليس بعد، فهو يدّعي عدمَ تذّكر أيّ شيء عن قتلِ بيوض الجنود.
    Doğuda işlenen birkaç cinayete sizi bağlayan delilleri olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles يدّعي بأنّه يمتلك دليلًا يربطكَ بجرائمِ قتلٍ حينما كُنتَ في الشَّرقِ.
    Fakat... bu çakal senin daha önceden evli olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles ذلك الحقير يدّعي أنّ لديه ما يثبت أنّكِ ارتبطتِ من قبل
    Hanımefendi İskoç dostları tarafından kendine iyi davranıldığını iddia ediyor. Open Subtitles تدعي السيدة أنه تَمَ معاملتها بإحسان مِن قِبل أصدقائها الإسكتلنديين
    Eğer onun cinsel isteklerini yerine getirmezse onu kovmakla tehdit ettiğini iddia ediyor. Open Subtitles تدعي أنه هدد بطردها إن لم تقدم خدمات جنسية
    Bunu benimle hiç de konuşmayacak. Hiçbir şey olmadığını iddia ediyor. Open Subtitles إنها لا تريد أن تتحدث عن مرضها معي تدعي بأنه لا شئ
    Annelik haklarına son veren hiçbir uyarı almadığını iddia ediyor. Open Subtitles إنها تدّعي عدم وصول أي إشعار إليها لإنهاء حقوقها الأبوية ليس ذلك ممكناً
    Olay olduğunda odada olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles إنّه يزعم أنّه كان بالغرفة عندما حدث الأمر
    Ruslar uydu imha silahlarına karşı olduklarını iddia ediyor. Open Subtitles إن الروس يدّعون أنهم ضد أسلحة الأقمار الصناعية
    Alkollü araç kullanma cezasından yırtmak için hâlâ nişanlın olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles حسناً، من أجل أن تلغي التهمة فهي لا تزال تزعم أنها خطيبتك
    Bilinmeyen bir internet kullanıcısı tarafından tutulduğunu iddia ediyor. Open Subtitles إدعى أنه تم التعاقد معه من قبل مجهول على الأنترنت
    Olay olduğunda odada olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles يَدّعي بأنّه كَانَ في الغرفةِ عندما حَدثَ.
    Beyin üzerinde MRI kullanarak çalışmalar yapıyor ve iddia ediyor ki bu şimdiye kadar tarattığı en güzel beyin. TED قام بدراسة الدماغ باستخدام التصوير بالرنين المغناطيسي ، ويدعي أن هذا هو أجمل دماغ قام بمسحه ضوئيا.
    Karım silahı çekip benim ateş ettiğimi iddia ediyor. Open Subtitles ادعت زوجتي أني سحبت البندقية واطلقت عليها
    Tok'ra Kanan'ın tüm casusluk görevlerinin başarılı olduğunu iddia ediyor, o halde geri dönmek için bir nedeni yoktu. Open Subtitles التوكرا إدعت أن كل مهمات كاينين قد تمت بنجاح اذاً ليس لديه الدافع ليعود
    Bombalama olayları başlamadan önce Kurtuluş Ordusu'ndan ayrıldığını iddia ediyor. Ama bu bir yalan. Open Subtitles إدّعى أنه ترك جماعة جيش التحرير قبل أن يبدأوا بالتفجير، لكنه يكذب.
    Omni Shoreham Otel'inin mini barları olmadığını iddia ediyor. Open Subtitles لقد زعم أن أومني شوريهام ليس لديه ثلاجة حتى
    Raporu okudum. Bir çeşit ateş topu gördüğünü iddia ediyor. Open Subtitles نعم، قرأت ذلك التقرير، وتدعي شاهدت نوعا من روح فوكسفيرية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus