Sürdürülebilir prensipler ile inşa edilmiş bir bina ihtiyaç duyduğu tüm enerjiyi kendi başına üretebilir. | TED | فإن مبنا مصمما على مبدأ الاستدامة يمكنه أن يولد كل الطاقة التي يحتاجها بنفسه. |
Yetişme çağındaki bir bilim adamının ihtiyaç duyduğu bütün yapay şekerlemeler. | Open Subtitles | كلّ السكريات الاصطناعية الحلوة التي يحتاجها كلّ عالم للنمو. |
Ama Dünya'nın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Ama Dünya'nın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
Öfkenin seni ele geçirmesine izin veriyorsun hem de insanların liderliğine ihtiyaç duyduğu bir zamanda. | Open Subtitles | إنك تجعل غضبك يستحوذ على أفضل ما فيك, بالوقت الذي يحتاج الشعب فيه لقيادة, |
Çünkü Alice'in haklı olduğuna dair ihtiyaç duyduğu güveni kendinde bulabilmesi, George'un ona teorisinin yanlışlığına dair bulgular sunamamasıyla mümkün olabilirdi. | TED | فقط لأنه كان غير قادر على إثبات كونها مخطئة، كان جورج قادرا على إعطاء أليس الثقة التي تحتاجها لكي تعلم أنها على حق. |
Carl'ın ihtiyaç duyduğu şey tedavi ölüm deneyimi ya da lobotomi. | Open Subtitles | مايحتاجه كارل هو دواء تجربه موت محتمله أو عمليه جراحيه دقيقه |
Widmore'un, ihtiyaç duyduğu 300 cesedi çıkardığı yer. | Open Subtitles | والتي استخرج منها ويدمور الجثث الثلاثمائة التي احتاجها |
1995'te bir üniversite öğrencisi olarak, Boston'da çok yoğun bir hastanede hekimlerle aylarımı geçirdim, onlara şunu sordum, ''Hastalarınızın sağlıklı olmak için en çok ihtiyaç duyduğu şey nedir?'' | TED | كطالبة جامعة في عام 1995 قضيت أشهراً أخاطب المختصين في مشفى بوسطن ما الذي يحتاجه مرضاكم ليكونوا بصحة جيدة؟ |
demokrasimizin şiddetle ihtiyaç duyduğu bir kurtuluş. | TED | هو الدواء الذي تحتاجه ديموقراطيتنا أمس الاحتياج. |
Ekibin çekimler için ihtiyaç duyduğu tüm ekipmanlar bu delikten girip çıkmalı. | Open Subtitles | كل المعدّات التي يحتاجها الفريق للتصوير، يجب أن تدخل وتخرج عبر هذه الفتحة. |
Ona ne çeşit bir eş olabilirim ki onun ihtiyaçlarına, çocukların ihtiyaç duyduğu bir çeşit anneye daha kendimi kontrol edemezken? | Open Subtitles | لا اعلم كيف اكون الزوجة التي يريد نوع المراة التي يحتاجها الاولاد بينما انا لا استطيع ان البي احتياجاتي الخاصة |
İhtiyaç duyduğu tüm yardım ayaklarındaydı. | Open Subtitles | كان لديه كل المساعدة التي يحتاجها في قدميه. |
Hayatında her gün ihtiyaç duyduğu her bilgiyi, kendisine verebilecek. | Open Subtitles | والحصول على جميع المعلومات التي يحتاجها في حياته اليومية، |
Ama Dünya'nın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Ama Dünya'nın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Ama Dünya'nın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى. |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
Halkımızın ihtiyaç duyduğu şey, genç ve vazgeçilmez liderlik ve diğerleri bunun için daha uygun. | Open Subtitles | ما يحتاجه شعبنا هو قيادة شابّة حيوية وذلك شيءِ الآخرون مناسبون بشكل أفضل لتقديمه |
Öfkenin seni ele geçirmesine izin veriyorsun hem de insanların liderliğine ihtiyaç duyduğu bir zamanda. | Open Subtitles | إنك تجعل غضبك يستحوذ على أفضل ما فيك, بالوقت الذي يحتاج الشعب فيه لقيادة, |
En azından ihtiyaç duyduğu yardımı alacak. | Open Subtitles | على الأقل ستحصل على المساعدة التي تحتاجها |
Gelişme çağındaki bir çocuğun ihtiyaç duyduğu şeyler yani. | Open Subtitles | كل مايحتاجه الطفل للنمو |
Cep hesap makineleri çıkmadan önceki günlerde, -- bankacılar, sigortacılar, gemi kaptanları, mühendisler gibi -- çoğu profesyonelin ihtiyaç duyduğu rakamlar, figür tablolarıyla dolu, bunun gibi kitaplarda bulunabiliyordu. | TED | وقبل اختراع آلة الجيب الحاسبة، كانت الأرقام التي احتاجها معظم المتخصصون، عمال البنوك ووكلاء التأمين وربابنة السفن والمهندسون موجودة في كتب مثل هذه، تمتلئ بجداول الأرقام. |
Sendeki şiddet öğesini ve psiko-seksüel imgeleri ön plana çıkaran vücut sanatı, kaldı ki burada içtiğin sigarayı saymıyorum,küçük bir oğlanı ihtiyaç duyduğu Saçlarımı neden topluyorsun? | Open Subtitles | والصور الجنسية العنيفة على جسدكِ بدون ذكر التدخين.. ليسا بالشيء الذي يحتاجه طفل صغير.. لمَ تأخدين شعري؟ |
Sen, şehrin ihtiyaç duyduğu bir adaysın. | Open Subtitles | أنت المرشح الذي تحتاجه المدينة بالضبط. |