Bana öyle geliyor ki, Bu gece senin ihtiyaçların şişeyle karşılanmış.! | Open Subtitles | يبدو أنك قد لبيت إحتياجاتك مع الزجاجة الليلة |
İhtiyaçların üzerine tartışmaya gelmedim. | Open Subtitles | أنا لست هنا لمناقشه أى شىء أكثر من إحتياجاتك اللحظيه |
Dejenere olmuş ihtiyaçların için, masum kadınları öldüren,hasta bir küçük solucan olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك حقير مريض مثير للشفقة يفترس النساء البريئات من أجل احتياجاتك المنحطة! |
Bu tedavi özel olarak sen ve ihtiyaçların için tasarlandı. | Open Subtitles | لك ومن اجل احتياجاتك لن اكون فى خضم هذه العمليه الراحيه |
İstemek, tüm ihtiyaçların kökenidir. | Open Subtitles | الرغبة هى الدافع وراء احتياج شيئاً ما |
Um, kadınların ihtiyaçları vardır, Brian, ve benim bu ihtiyaçların olmasına meyilim var. | Open Subtitles | النساء لهن احتياجات يابراين وانا اريد هذه الاحتياجات ان تشبع |
Bu ihtiyaçların bir listesi vardır. | Open Subtitles | هى من المختصين الذين يعملون بمثاليه .تنفذ حاجات ارباب عملها وتكون مستعده |
Şahsi ihtiyaçların için asla Lejyona güvenme. | Open Subtitles | لا تعتمد على الجيش في حاجاتك الخاصة |
Neden belirli biyolojik ihtiyaçların olduğu gerçeğini kabul etmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تواجهين حقيقة حاجتكِ لرغبات جسدية؟ |
Pekala, demek istediğim ihtiyaçların çoğu istekdir. | Open Subtitles | حسناً، أغلب ما نُسميه "إحتياجات" هي في الواقع مجرد "رغبات". |
Kendine Şöyle Bir Bak, Karşılaman Gereken İhtiyaçların Var.. | Open Subtitles | إسمعي أنتِ كما هي عليه لديكِ إحتياجاتك الخاصة |
Burada kendi odan olacak gün boyunca korunacaksın ve geceleri tüm ihtiyaçların karşılanacak. | Open Subtitles | سوف يكون لكِ مخعدك الخاص هنا، وسوف تحظين بحماية كاملة طيلة النهار، وسيتم إجابة كل إحتياجاتك في فترة الليل. |
Bu zenginleşme, zaman kazanma ve ihtiyaçların karşılanmasıdır. | TED | ذلك يعتبر رخاء , توفير الوقت في مواجهة إحتياجاتك . |
Senin için, ihtiyaçların için aldığım riski sen almadın. | Open Subtitles | أنت لم تقٌم بما... المخاطرة التي تعرضت لها لأجلك احتياجاتك. |
İhtiyaçların hakkında... | Open Subtitles | درسنا احتياجاتك. |
İhtiyaçların var. | Open Subtitles | أن لديك احتياجاتك |
İstemek, tüm ihtiyaçların kökenidir. | Open Subtitles | الرغبة هى الدافع وراء احتياج شيئاً ما |
Sadece başkalarının sana verdiği değer ile kendine değer verdiğin anlamına gelir ki bu da çocukluktaki duygusal ihtiyaçların karşılanmamasındandır. | Open Subtitles | حسناً ، ذلك يعني انت قيّمي نفسك فقط بينما يقيمك الاخرون, التي كثيرا ما تكون نتيجة الطفولة التي لم تلب الاحتياجات العاطفية. |
Ya kişisel ihtiyaçların...tuvalet falan? | Open Subtitles | ماذا عن حاجات شخصية، ذِهاب إلى الحمام؟ |
Lana, gençsin, güzelsin, ihtiyaçların var. | Open Subtitles | لانا أنتي شابه ولديك حاجاتك |
Neden belirli biyolojik ihtiyaçların olduğu gerçeğini kabul etmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تواجهين حقيقة حاجتكِ لرغبات جسدية؟ |
Askeri ihtiyaçların önceliği vardır. | Open Subtitles | إحتياجات الجيش لها الأولوية |
Kadınları seks ihtiyaçların için kullanmayacağını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | تقصد عدم اخضاع النساء إلى تخطيطك الجنسي؟ |