Rodney, paketlemek için silaha ihtiyacım olmadığını uzun zaman önce kanıtladım. | Open Subtitles | رودني, اثبتت منذ وقت طويل انني لست بحاجة لمسدس لأتغلب عليك |
Bir daha profesyonel öğretmenlik yapmayacak olsam da örnek oluşturmak için kara tahtaya ve bir sınıfa ihtiyacım olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | وبالرغم من أنني لن أدرس مجدداً إحترافياً, فقد لاحظت أنني لست بحاجة إلى لوح أسود أو صف دراسي لأقدم مثلاً. |
İyi birisi olduğumu görmek için madalyaya ihtiyacım olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | ولقد اتضح لي أنني لست بحاجة لميدالية لكي أكون شخصًا صالحًا |
Beni kurtarmanın bir yolunu arıyorlardı, ancak onlara kurtarılmaya ihtiyacım olmadığını söyledim. | Open Subtitles | .. لقد قالوا أنهم يسعون لإنقاذي لكنني أخبرتُهم أنني لا أحتاج لإنقاذ |
- Sana ve şövalyelerine ihtiyacım olmadığını söylemek zoruna gitmeyecektir herhalde. | Open Subtitles | لذا لن تشعر بإسائة عندما أقول أني لا احتاج لك أو لفرسانك |
Çünkü bir gün uyanıp da sana ihtiyacım olmadığını düşünürsem bu her şeyi değiştirir. | Open Subtitles | لأنه إذا نهضت من الفراش يوماً ما وقررت أنني لا أحتاجك فسيغير ذلك كل شيء. |
Ama size nasihate ihtiyacım olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لكني أخبرتك . .. أني لست بحاجة إلى محاضرة |
Artık ona ihtiyacım olmadığını düşünür. | Open Subtitles | إنها تظن أني لست بحاجة لها بعد الآن أو شيء من هذا القبيل |
İletiye ihtiyacım olmadığını bilesiniz diye. | Open Subtitles | لذا أنا فقط أردتُ أن أعلمكم أني لست بحاجة إلى الرسالة |
- Rızanıza ihtiyacım olmadığını biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعرف اننى لست بحاجة لموافقتك ولكن أنت من سال عن راى |
Seninle tanıştığımda, bu şekilde hissetmek için seruma ihtiyacım olmadığını anladım. | Open Subtitles | عرفت اني لست بحاجة لهذا الترياق لاشعر بهذا النحو |
Hanımefendiye banyo yapmaya ihtiyacım olmadığını söyleyin. | Open Subtitles | أخبروا السيدة أننى لست .. .. اننى لست بحاجة الى الحمام. |
İhtiyacım olmadığını söyledim zaten. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ بالفعل أنني لست بحاجة لمحامٍ. |
- Dün bana buradaki en zeki öğrencilerden olduğumu söylediniz yani kopyaya ihtiyacım olmadığını biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنت أخبرتني بالأمس أنني كنت واحد من أذكى الطلاب بالجامعة، لذا فأنت تعلم أنني لا أحتاج للغش. |
Pek çok şeyden vazgeçmem gerekti ama fazlasına ihtiyacım olmadığını öğrendim. | Open Subtitles | واضطررت للتخلي عن أشياء، لكن ماتعلمته أنني لا أحتاج الكثير. |
Sadece gelecek çarşambaya kadar seksi kız arkadaşımla sevişmek için akıl bulandıran kimyasallara ihtiyacım olmadığını göstermeliyim. | Open Subtitles | اردت ان اظهر لحبيبتي المثيرة انني لا احتاج الي مواد كيميائية كي اضاجعها يوم الاربعاء القادم |
Bütün tecrübelerim bana baloya gitmem için Michael'a ihtiyacım olmadığını öğretti. | Open Subtitles | كل هذه التجربة قد علمتنى اننى . لا احتاج لـ "مايكل" لاذهب الى الحفل |
Annem sana ihtiyacım olmadığını söylediğinde çok haklıydı. | Open Subtitles | كانت أمى محقة جدًا عندما قالت انى لا أحتاجك بعد الاّن أنا أرى |
Ben de demin şurdaki adama güvenlik sistemimin son derece iyi olduğunu ve gördüğünüz gibi, polis memurlarına ihtiyacım olmadığını söylüyordum. | Open Subtitles | كنتُ أخبر رجُلك بأنني لدي واحداً .. من أقوى أنظمة الحماية هنا و كما ترى فأنا لستُ بحاجة لضباط شرطة لحراستي |
Kral olmamış olabilirim ama kimsenin bana acımasına ihtiyacım olmadığını öğrenmiş oldum. | Open Subtitles | ربما أنا لست الملك لكني أدركت أنني لا أحتاج الى عطف أي أحد |
Ayrıca, bununla birlikte gelecek gereksiz heyecana da ihtiyacım olmadığını anladım. | Open Subtitles | إضافةً إلا أني لا أحتاج إلى كل ما قد يَجرُه هذا علي |
İkimiz de çevirmene ihtiyacım olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | -كلانا يعلم أنّي لستُ بحاجةٍ لمترجم |