Şu an sadece, karımı nefret ettiği yere gitmeye kimin ikna ettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف من أقنعها بالذهاب إلى مطعم تكرهه |
Chambers ailesinin yanına taşınması için ikna ettiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال (تشامبرز) بأنّه أقنعها بأن تنتقل لمنزل والديها |
Evet, Tanner'in bu işin kendisinin fikri olduğunu söylemesi için ikna ettiğini bilmek için orada olmama gerek yok. | Open Subtitles | نعم, لم احتاج ان اكن هناك اذا كان (تانر) أقنعها لتقوم بهذا الهراء في المقام الأول سيكون متأكدا من جعلها |
Bruce'un Jerome'u onu seyirci karşısında öldürmeye... ikna ettiğini söyledin? | Open Subtitles | قلت ، كان بروس قادرا على إقناع جيروم لقتله أمام جمهور؟ |
Francis'in darbe için generalleri bize katılmaya ikna ettiğini varsayıyorum. | Open Subtitles | بأفتراض أن (فرانسيس) قادر على إقناع الجنرالات لينضموا إلينا فى ((الأنقلاب)). |
Tanner'ın onu bu saçma dava için en başta ikna ettiğini bilmem için orada olmam gerekmiyor. | Open Subtitles | نعم, لم احتاج ان اكن هناك اذا كان (تانر) أقنعها لتقوم بهذا الهراء |