Birkaç yıl sonra, babamı bana gerçek bir zırh yapma konusunda ikna ettim. | TED | بعدها ببضعة سنين، أقنعت والدي في الشروع في صناعة بدلة درع مناسبة لي. |
Bu arada... Henry'yi Viagra kullanması için ikna ettim, ve yarım 'Extasy'. | Open Subtitles | بالمناسبة , أنا أقنعت هنري لتجربة بعض الفياجرا بالإضافة الى نصف إى |
Bu hayatın sağlıksız olduğunu düşündüm ve onu kırsalda yaşamaya ikna ettim. | Open Subtitles | شعرتُ أن حياة كتلك غير صحية و أقنعته بالعيش هنا في الريف |
Eğer prestijli bir hukuk derecesine sahip olursam daha büyük ölçekte daha fazla şey değiştirebileceğime kendimi ikna ettim. | TED | لذا أقنعتُ نفسي أن بإمكاني إحداث المزيد من التغيير وعلى نطاق واسع إذا ما تحصلتُ على درجة مرموقة في القانون. |
Onu ben ikna ettim. O yapmak istemiyordu. Ona bir biftek ısmarlayacağıma söz verdim. | Open Subtitles | أقنعتها أن تقوم بذلك، لم تكن تريد فعلها، وعدتها بأن أتحمل أخطاءها. |
Sadece yakalanmış olmanızın, müttefikleri planlarını değiştirmek... zorunda bırakacağına Başkomutanlığı ikna ettim. | Open Subtitles | لقد اقنعت القيادة العليا ان مجرد اسرك سيجبر الحلفاء علي تغيير خططهم |
Nereye gittigin hakkinda hiçbir fikrimin olmadigi konusunda ikna ettim, yani... | Open Subtitles | أقنعتهم أنه لم يكن لدي أي فكرة حيال مكان ذهابك، لذا |
Dükkân sahibini kira ödemesinde kolaylık yapmaya yeni ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعت لتوي صاحب المكان أن يصبر علينا لدفع الإيجار |
Ama kararsızlığa kapılmadım ve ısrarcıydım ve en sonunda onlardan birini bu işleme izin vermeye ikna ettim. | TED | ولم أتردد، كنت مصرّة وفي الأخير أقنعت واحدًا منهم ليسمح بالعملية |
Bay Owen'ın maskesini düşürmek için bir sonraki kurban olarak görünmem gerektiğine doktoru ikna ettim. | Open Subtitles | أقنعت الدكتور .. فى أننا لكى نكشف القناع عن مستر أوين فيجب أن أقوم بتمثيل الضحيه التاليه .. |
Biliyorum, katılmıyorsun, ama en azından ben üstlerimi ikna ettim... | Open Subtitles | أعني أنك لا تتفق لكن على الأقل أقنعت مديري |
Çoktan Buddy'i doğrudan Cyrus'a gitmeye ikna ettim. | Open Subtitles | أقنعت بادي بالفعل أن يذهب مباشرة إلى سايرس |
Norland'da, bana karşı sadece arkadaşlık hissettiğinize kendimi ikna ettim. | Open Subtitles | تصرفي في نولاند كان خاطئاً، لكني أقنعت نفسي أنك لم تشعري إلا بالصداقة نحوي |
Ben de onu başka bir mimar bulmaya ikna ettim Portekizli Alvaro Siza. | TED | وقد أقنعته بأن يدعني أحضر مهندساً آخر من البرتغال يدعى ألفارو سيزا |
Yıllar içinde onu, bu tüylü ve tatlı hayvanları bizim hasta çocuklara getirip, ara sıra onlarla vakit geçirme konusunda ikna ettim. | TED | على مدى سنوات، أقنعته لنقل تلك البهائم ذات الفراء الجميل لتسلية مرضانا الأطفال من وقتٍ إلى آخر. |
Güvenli hissetmek için neye ihtiyacınız varsa yapın, ama diğerlerini çoktan tek seçeneklerinin bu olduğuna ikna ettim. | Open Subtitles | افعل كل ما عليك القيام به للشعور بالأمن لَكنِّي أقنعتُ الآخرين بأنّ هذا خيارهم الوحيد |
Değişir diye onu ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعتها أن الأمور من الممكن أن تتغير |
Geçen geceki toplantımızda bazı psikiyatristleri ona bir oyun oynamaya ikna ettim. | Open Subtitles | في احدى اجتماعاتنا اقنعت طبيبا نفسيا من زملائي بان نقوم بايقاعه بمقلب |
Bir şeyler yolunda gitmezse diye sistemlerini denetlemek için orada bulunmam konusunda onları ikna ettim. | Open Subtitles | أقنعتهم بضرورة إشرافي عليها تحسّبًا لأيّ مشاكل |
Kralla barışık olmamın, hesap hanene kar olarak yazılacağına seni ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعتك أنني إذا تصالحت أنا والملك فسيوضع بموضع المدين لك بالعرفان |
Suçlamalarını geri çekmesi için ikna ettim, şehri terk etmen şartıyla. | Open Subtitles | لقد اقنعته بأن يتنازل عن اتهامه لك على شرط مغادرتك المدينة |
- Ama ben onu ikna ettim. - Eminsin değil mi? | Open Subtitles | لَكنِّي أقنعتُها هو كَانَ وقتاً للإنتِقال. |
Cezaevi müdürünü kızını arayabilmen için ikna ettim. | Open Subtitles | لقد جعلت المأمور ان يوافق على مكالمة مع ابنتك |
Çıldırmadan önce... Onunla konuşup ikna ettim. | Open Subtitles | قبل ان تفزعي، لقد اعدلته عن ذلك |
Aslında bakteriyi keşfeden araştırma asistanlarımdan biriydi ama bildirmemesine dair onu ikna ettim. | Open Subtitles | اكتشف البكتيريا ولكني اقنعتها بألا تُخبر أحداً كل ما اردته هو ان اربح |
Öyle bir uçmaya başladı ki kendi canını alması için onu ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أصبح مُتوهّماً للغاية، لذا أقنعتُه بقتل نفسه. |
Sonunda bulduklarını kendinden başka birilerinin de bilmesi gerektiğine onu ikna ettim. | Open Subtitles | وأقنعته في النهاية أنه لا بد من وجود شخص غيره في عبقريته |
Seni tutuklayıp tutuklamama konusunda sorumluluğu tamamen bana bırakmaları için onları ikna ettim. | Open Subtitles | وأقنعتهم أن يعطوني حرية التصرف، هل أحتجزك أم لا |