Ayrılık gibi yüksek stresli bir şeyi atlatırken ilaçlarının dengesi kaybolabilir. | Open Subtitles | أدويتك تأثر علي عقلك عندما تفكر بأشياء ذات ضغط عالي كالأنفصال |
İlaçlarının verilmemesi onun numaralarından biri. | Open Subtitles | حجب أدويتك ؟ هذه أحد أساليبها |
Aslında, onun ilaçlarının nasıl bir etki yaptığını bilmiyorsun. | Open Subtitles | لكي يواعد أىّ أحد. حسناً، أنت لا تعرف الحالة التي كان عليها عندما كان يأخذ أدويته. |
İlaçlarının yarım saat önce verilmiş olması gerekiyordu. | Open Subtitles | أدويته كان يجب أن يأخذها منذ نصف ساعة |
Ve son kontrol ettiğimde, kıyafetler mutfakta annemin ilaçlarının yanında değildi. | Open Subtitles | وآخر ما أعلمه أن الملابس ليست في المطبخ بجانب أدوية أمي |
Bu sistemle, kanser ilaçlarının etkisini ölçebiliyoruz. | TED | و بإستخدام هذا النظام يمكننا إختبار فاعلية أدوية السرطان. |
Evet, büyük ihtimalle HIV ilaçlarının bir yan etkisi. | Open Subtitles | (اجل,ربما احد الاثار الجانبية لأدوية (الايدز |
Bence insanlar ilaçlarının, gıdalarının böyle yerlerden geldiğini bilmek istemiyor. | Open Subtitles | وأعتقد أن الناس لا يودوا التفكير بأن أدويتهم وطعامهم تأتي مِن هذه الأماكن |
İlaçlarının vakti geldi Sammy. | Open Subtitles | إنه موعد أدويتك, يا (سامي) |
- İlaçlarının yerini biliyorum. | Open Subtitles | - دعونا نمسكه. - أعرف أين يضع أدويته. |
İlaçlarının yan etkisi bu. | Open Subtitles | إنّه تأثير جانبي من أدويته |
Belli bazı soğuk algınlığı ilaçlarının öğreniminizi etkileyeceğini biliyor muydunuz? | Open Subtitles | أكنت تعلم انّ بعض أدوية زكام يُمكن أن تُؤثّر على عقليّتك؟ |
İlaç endüstrisi hayvan ilaçlarının güvenli olduğunu test etmeli. | Open Subtitles | يُفترض بالشركة الدوائية أن تُظهِر سلامة أدوية الحيوانات. |
- Hayır, ilaçlarının bu şekilde kullanılıyor olmasından endişeleniyorlar... | Open Subtitles | لا هم قلقون ان أدويتهم يجري .. |