Buraya kocamın basın tarafından uğradığı şantajla ilgili konuşmaya gelmedim. | Open Subtitles | لم أحضر للتحدث عن زوجي الذي يرفض أن يتعرض للإبتزاز من قبل الصحافة |
İyi, çünkü altı saat ve üç zaman dilimi uçmayı iş için yaptım, modayla ilgili konuşmaya değil. | Open Subtitles | جيد، لأنني إستقليت رحلة لست ساعات وعبر ثلاث مناطق زمنية للتحدث عن العمل وليس الموضة. |
Buraya işle ilgili konuşmaya geldim şarap hakkında değil, tarih hakkında değil. | Open Subtitles | جئتُ إلى هنا للتحدث عن العمل... لا نبيذ، لا تاريخ. |
- Biz yalnızca sizinle demo kasedimizle ilgili konuşmaya gelmiştik. | Open Subtitles | - لقد جئنا لك للتحدث عن البوم ابتدائى |
- Lance Delorca ile ilgili konuşmaya geldik. | Open Subtitles | " جئنا للتحدث عن " لانس ديلوركا |
Lex, buraya Milton Fine ile ilgili konuşmaya gelmedim. | Open Subtitles | ليكس)، لست هنا) (للتحدث عن (ميلتون فاين |
- Buraya Emma'yla ilgili konuşmaya gelmedim. | Open Subtitles | لم آتِ للتحدث عن (إيما)؟ |