Cinsel ilişkimizin bitmesini istemiyordum ama yuvamı yıkacak da değildim. | Open Subtitles | لم أرد أن تنتهي العلاقة الجنسية لكنني لن أدمر منزلي |
Deniz mikroplarıyla olan ilişkimizin birçok yönden bağırsaklarımızdaki mikroplarla aynı doğrultuda olduğunu görüyorum. | TED | أرى علاقتنا مع الميكروبات البحرية متوازية بعدة أشكال مع العلاقة التي لدينا مع الميكروبات في أحشائنا. |
Öyle görünüyor ki, ilişkimizin... doğasını yeniden belirlemeliyiz. | Open Subtitles | انة يتضح نحن يجب أن نعيد تعريف الطبيعة لعلاقتنا |
Durumu resmiyete dökmek için taahhütname imzaladık. İlişkimizin sürmekte olan hiçbir soruşturma ile ilgisi yoktur ve departmanımız herhangi bir anlaşmazlıkta sorumlu tutulamaz. | Open Subtitles | كلانا وقّع إقراراً لجعل الأمر رسميّاً، لم يكن لعلاقتنا دخل في أيّ تحقيق جارٍ |
İçinde bir yerlerden kardeşinle ilişkimizin yürümesini isteminin nedeni artık onunla ilgilenmen gerekmeyecek olması olabilir mi? | Open Subtitles | الم يرد جزء منك ان يرى علاقتي مع اختك تتوج بالنجاح، ذلك كي لاتقلق عليها ابداً؟ |
Çok üzgünüm, eğer bunlar ilişkimizin parametlerini yeniden tanımlıyorsa. | Open Subtitles | البارامترات علاقتِنا. لَكنَّك فقط ذِهاب أنْ لقُبُولي |
İlişkimizin biraz zorlandığını biliyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | مثل أنا أعرف كان لدينا العلاقة صخري قليلا. |
Sanırım ikimiz de ilişkimizin uzun süredir yürümediğini, ikimizin de bir türlü bunu dile getirmediğini anladık. | Open Subtitles | كلانا أدرك بان العلاقة لاتسير بشكل جيد منذ فترة طويلة ولا واحد منا كان يريد ان يكون الطرف الذي ينهي العلاقة |
- Sadece o değil. Ayrıca ilişkimizin nereye gittiği hakkında da konuşmak istiyor. | Open Subtitles | إنها تريد أيضا أن يكون الحديث عن حيث العلاقة هو ذاهب. |
-Siz haklıydınız. Her şeye ad koymaya çalışmaktan vazgeçince, Trey'le ilişkimizin ne kadar hârikâ olduğunu anladım. | Open Subtitles | و كنتن على حق بمجرد أن توقفت عن التفكير بماهية العلاقة وجدتها ممتعة |
Biri duygularını ifade edemeyince ve biri ilişkimizin durumu nedir diye sorunca... | Open Subtitles | أتسمين ذلك بعدم الاستقرار أنني أريد أن أعرف مصير علاقتنا؟ عندما يكون أحد من الناس في تلك العلاقة |
Alt tarafı ilişkimizin bir bitiş tarihi olduğunu söyledin canım. | Open Subtitles | فقط أنّ لهذه العلاقة موعد انتهاء صلاحيّة |
İlişkimizin işlerimizi etkilemesini istemiyorum. Ya da tam tersi. | Open Subtitles | لا أريد فقط لعلاقتنا أن تؤثّر على عملنا والعكس كذلك |
İlişkimizin işlerimizi etkilemesini istemiyorum. Ya da tam tersi. | Open Subtitles | لا أريد فقط لعلاقتنا أن تؤثّر على عملنا والعكس كذلك |
Sanırım, ilişkimizin paradigmasını değiştirmek istiyorum. | Open Subtitles | أظن أنني أريد أن أستبدل النموذج الحالي لعلاقتنا |
Bunca yıl annenle iyi bir ilişkimizin olduğunu düşünüyordum ama demek ki içinde büyük bir kin tutuyormuş. | Open Subtitles | طوال تلك السنوات، ظننت أن علاقتي مع أمك جيدة لكن اتضح أنها تحمل ضغينة ثقيلة |
Gördüğüm kadarıyla ilişkimizin ikinci aşamasına geçmişiz. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى بأننا نتقدم الى المرحلة القادمة مِنْ علاقتِنا |
İlişkimizin sonunun kötü olacağını bilmeliydim. | Open Subtitles | كان علي معرفة ذلك أن علاقتنا كانت محكوم عليها بالفشل |
Ortak bir odak noktamız ve hedefimiz var, arabalar ilişkimizin tam ortasında duruyor. | TED | نحن لدينا نقطة التقاء مشتركة, و لدينا أيضاً تركيز مشترك, أن السيارة يجب أن تبقى محور كل علاقاتنا. |
İlişkimizin bir gecelik olmasından, korkuyordum. | Open Subtitles | كنت خائفة أن تكون علاقتنا علاقة ليلة واحدة |
Belli ki ilişkimizin temeli hiç bir şey bilmemeye dayanıyormuş. | Open Subtitles | على ما يبدو أن أساس علاقتنا كان مبني على السرية |
Biliyor musun Eric, ilişkimizin şu anki durumundan dolayı gerçekten çok mutluyum. | Open Subtitles | أتعلم يا أريك، أنا حقا سعيدة بعلاقتنا الآن |
Artık farklı olduğunu ve ilişkimizin olduğundan olduğundan öteye gitmeyeceğini kabullenmek zorundayım. | Open Subtitles | علي أن أتقبل بأنه مختلف الآن.. وعلاقتنا.. لن تكون أبدا كما كانت. |
İlişkimizin ilk altı ayında aşırı su kaybediyordum. | Open Subtitles | كنت المجففة بشكل خطير خلال الأشهر الستة الأولى من علاقتنا. |
İlişkimizin en güzel anlarından biriydi. | Open Subtitles | لقد كانت لحظات جميلة فى علاقتنا |
Ama ben eski ilişkimizin yeni ilişkilerimizin önüne geçmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لكن لا أريد علاقتنا القديمه أن تتدخل في علاقتنا الجديده |
Erkekliğimi aşağılayıcıydı. Bizim ilişkimizin statüsünü bilmiyor ki. | Open Subtitles | لقد كان تصرفاً مُهيناً للغاية، إنه لا يعلم طبيعة علاقتنا |
Kitabımdaki ilişkimizin gerçek olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | تعتقد بأننا على علاقة كما في كتابي |