İlki daha iyiye ulaşmak için tutkulu bir ilgi kültürü yaratmak. | TED | أول مكون هو خلق ثقافة من الإهتمام المتقد والشغوف بالمصلحة العليا. |
Bu üç şeyin ilki, "eğitim için tasarım" | TED | أول هذه الأشياء الثلاثة هو التصميم من أجل التعليم |
Aklımı birkaç şey kurcalıyor. Ancak ilki garip bir soru. | Open Subtitles | لديّ العديد من الأشياء بعقلي، لكن أولاً لديّ سؤال غريب. |
İlki Katharine Hepburn'ün anı yazılarıydı ve ikincisi de Marlene Dietrich'in biyografisiydi. | TED | وقد كان الأول مذكرات كاثرين هيبورن، والثاني كان السيرة الذاتية لمارلين ديتريش. |
Clark müdürün asi çocuk listesinde. Her şeyin bir ilki vardır. | Open Subtitles | كلارك على قائمة المدير للطلبة الأشرار هناك مرة أولى لكل شئ |
Hanno'nun babası aldığım hayatların... ne ilki ne de sonuncusu. | Open Subtitles | والد هانو ليس الاول ولا الاخير من الذين أخذت حياتهم |
İlki, sensörün küçültülüp küçük, elde tutulabilen cihazlara yerleştirilebilmesi, bu alkol ölçer gibi. | TED | أولا يمكن تصغير جهاز الاستشعار ودمجه مع أجهزة محمولة صغيرة كجهاز فحص الكحول |
Acele etmene gerek yok. İlki o kadar da güzel olmaz. | Open Subtitles | حسنا , ليس عليك الاستعجال فالمرة الاولى لا تكون جميلة جدا |
Doktorun bana sorduğu sorulardan ilki ona nasıl tuvalete gittiğimi göstermekti. | TED | أحد أول الأسئلة التي سألتني الطبيبة هو أن أُريها كيف أذهب إلى الحمام. |
Dünya'nın dört bir yanından binlerce insan küresel bir ilki başarmak için toplandılar: İlk kitlesel fonlu hastaneyi inşa ettik. | TED | تداعى الآلاف من حول العالم لإنجاز ما سيكون الأول عالميا: بنينا أول مستشفى على الإطلاق يبنى بالتمويل الجماعي. |
Sonrasında Britanya Derneği, kadınları tam üye olarak kabul eden en büyük ulusal bilim organizasyonlarından ilki olacaktı. | TED | ستصبح المؤسسة البريطانية بعد ذلك أول منظمة علمية وطنية كبرى في العالم تعترف بالنساء بصفتهم أعضاء كاملات العضوية. |
İlki, kadınların çalışması, kadınların işgücüne katılımı. | TED | أولاً المرأة العاملة و التى تدخل ضمن القوة العاملة |
İlki, beni, kendisinin o gizemli Amerikalı... kılığına girebilecek biri olamayacağına ikna etmek; | Open Subtitles | أولاً ليدفعني لإعتقاد أنه من المستحيل أنه من انتحل شخصية الأمريكي |
İlki, saygınlığın insan ruhu için zenginlikten daha önemli olduğuydu. | TED | الأول هو أن الكرامة أكثر أهميةً للنفس البشرية من الثروة. |
İlki, altta yatan başka bir hastalık veya rahatsızlığın semptomu değil; rahatsızlığın kendisi. | TED | الأول ليست له أعراض مرض أساسي أو إصابة أو حالة؛ هُو بذاته الحالة. |
Bu vardığımız sonuçlardan ilki, araştırmamızda bir sene kadar önce saptadık ve bizi epey şaşırttı. | TED | كانت هذه أولى النتائج و التي نتجت من دراستنا قبل حوالي السنة. و التي فاجأتنا فعلا. |
Bu, her şeyin bir ilki olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | يذهب إلى هناك ليثبت أن هناك مره أولى لكل شيء. |
İlki tepenin diğer tarafı, ikincisi aşağı inen yol, üçüncüsü de nehir. | Open Subtitles | الاول هناك اعلي التله و الثاني علي الطريق و الثالث في النهر |
Üç sebebi var. Bunlardan ilki, insanların bu teknolojilere erişimi yok çünkü yeterli maddi durumları yok. | TED | أولا: أن هؤلاء الناس لا يمكنهم الحصول على تلك التقنيات لأنهم غير قادرين على تحمل تكلفتها. |
İlki cesedin terk edildiği yerden... ve ikincisi, çay odasından. | Open Subtitles | الاولى من الموقع حيث القيت الجثة والثانية.. من غرفة الشاى |
- Herşeyin bir ilki vardır, Teğmen. | Open Subtitles | لكل شيء، يوجد المرة الأولى أيتها الملازم |
İlki şu ki, bir açıdan kendi başarımızın kurbanlarıyız. | TED | الأوّل أنه بطريقة ما نحن ضحايا نجاحاتنا. |
Bazen bu ilki gibi işaretleniyorlar Llewellyn'den olan gibi. | Open Subtitles | احيانا يلاحظونه كانها اول مرة وهي بواسطة لويلين |
Bu değişimlerin ilki Pekin'de baştan aşağıya toplumdaki ekonomik ve sosyal yaşamda şimdiden görülmeye başlayan basit yapısal değişimlerdir. | TED | أوّل هذه التّحوّلات هو التّحوّل الهيكليّ للاقتصاد والمجتمع وهو ما بدأت أوضّحه عبر وصفي لبيكين. |
İlki, neydi o, Tom Caulfield, sonra Hanlen, sonra Golding, daha sonra ben. | Open Subtitles | أولهم كان توم كولفيلد وبعده هينلن ، وبعده جولدنج ، وبعده أنا |
Her erkeğin bilmesi gereken beş dans adımı hakkında konuşacağım. İlki, yaygın olarak bilinen iki adım dansı. | Open Subtitles | كلمتي عن الخطوات الراقصة الخمسة التي يجب أن يعرفها أي رجل الأولي هي المزدوجة |
İlki, bilgisayar laboratuvarlarında bir dizi yenileştirme idi. | TED | أولها هو سلسلة من التجديدات لمعامل الحاسب الآلي |
İlki, enerji kıtlığının ne olduğunu ve ne kadar derin olduğunu tam olarak anlamıyoruz. | TED | أولًا: ليس لدينا فعلًا فهم واضح لما هو فقر الطاقة أو مدى عمقه. |