"inanmadığı" - Traduction Turc en Arabe

    • يصدقني
        
    • يصدقه
        
    • لا يؤمن
        
    • لايؤمن
        
    Önceleri bana inanmadığı için, karnımı 25 kere yumruklamasına izin vermek zorunda kalmıştım. Open Subtitles كان عليّ أن أتركه يضربني 25 مرة في, المعدة قبل أن يصدقني
    Bana inanmadığı apaçık belliyli. Open Subtitles فهو لم يصدقني بشكل واضح.
    Yine bu insanların inanmadığı bir şey, ama gerçekten doğru olduğunu düşünüyorum. TED وهذا أيضًا شيء لا يصدقه الناس، لكني أعتقد أنه صحيح تمامًا.
    Hiç kimse bilmeyecek, sadece görevliler, bilimadamları ve bir de kimsenin inanmadığı çatlak komplo teorisyeni. Open Subtitles لا أحد يعرف بشأنها ما عدا الضباط و العلماء و صحفي أحمق لن يصدقه أحد
    Doktorların inanmadığı iyileştirme gücüne sahip. Open Subtitles لديها تلك المنحة الغريبة للشفاء تلك التي لا يؤمن بها الأطباء
    Başkalarının inanmadığı şeylerle uğraşmanın ne demek olduğunu gayet iyi biliyorum. Open Subtitles أعلم ما هو الشعور أن تتعامل مع أشياء لا يؤمن بها باقي الناس
    İnanmadığı bir ürünü pazarlamaya çalışan ünlüler gibi olmadığını bilmek güzel. Open Subtitles المشاهير الذين يخرجونَ ويدفعون عن شيء لايؤمن به
    Bana inanmadığı için getirdim. Open Subtitles .جلبتهُ هنا لأنه لم يصدقني
    Kimse bana inanmadığı için demiyorum. Open Subtitles لا أحد يصدقني.
    Buna inanmadığı için onunla uğraşmak çok zor oluyor. Open Subtitles هذا لأنه لا يصدقه وهذا معناه أنه شق عقيم وسوف تتعامل أنت معه
    Tatlım, sana gençlerin asla inanmadığı bir şey söyleyeceğim. Ama yemin ederim bu doğru. Open Subtitles دعني أخبرك بشيء يا عزيزي لن يصدقه أي مراهق ولكنني أقسم بأنها الحقيقة
    İnsanların inanmadığı her şeye inanıyorum. Open Subtitles أنا اؤمن بكل هذا الهراء الذي لا يؤمن الناس به
    Öyle bir hayat yaşayıp inanmadığı bir şey için savaşırken ölmesine kimse üzülmüyor mu? Open Subtitles ألا يزعج أي شخص أنه بعد الحياة التي عاشها، مات حرفيًا وهو يحارب لأجل شيء لا يؤمن به؟
    Ayrıca bir insanı inanmadığı bir şey uğruna ölmeye zorlamam. Open Subtitles ولن أجبر رجل على المخاطرة بالموت من أجل شيئاً لا يؤمن به
    İnanmadığı şey bu değil canım. Open Subtitles المشكل ليس في أنه لا يؤمن يا عزيزتي
    Eminim cemaatindeki insanlar seni çok güçlü biri olarak görüyordur. Ama ben, artık inanmadığı bir amaca adanmış hayatı savunmaya çalışan zayıf birini görüyorum. Open Subtitles لا احكم عليك ولكن هذا ليس بالرجل الذى يدافع عن قضيه لايؤمن بها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus