| Bir sunucu göçerse veya bir ortağın bilgisayarı çökerse insanlar ölür. | Open Subtitles | إذا تعطل سيرفر ما أو تحطمت إحدى حاسبات العملاء. الناس يموتون. |
| Tabii bu gerçekleşebilir. Savaşta insanlar ölür. | Open Subtitles | حسناً، سوف نأتي لذلك لاحقاً في الحرب، الناس يموتون |
| Bu dünya çapında en önde gelen engeldir, ve bunun yüzünden her gün insanlar ölür. | TED | إنه أكثر إعاقة شيوعاً في العالم، و يموت الناس بسببه كل يوم. |
| Çünkü ben bir doktorum. Biz hata yaptığımızda, insanlar ölür. | Open Subtitles | لأنني طبيبة لأنه عندما يخطئ الأطباء يموت الناس |
| Yangında insanlar ölür..,yanarlar.., nefes alamazlar... | Open Subtitles | الناس تموت فى الحرائق. الناس تحترق فى الحرائق . الناس لاتستطيع التنفس |
| Çünkü bilmezsek, insanlar ölür ve davalar açılır. | Open Subtitles | لأننالوليسلديناتلكالمعرفة, الناس سيموتون و تنهال علينا القضايا |
| İnsanlar ölür. Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | البشر يموتون طيلة الوقت، هذا ليس بالشأن الجلل. |
| Çok basit. İnsanlar ölür. Bu, hayatın bir parçasıdır. | Open Subtitles | إن الناس يموتون هذه هي الحياة يموت 150 ألفاً في اليوم |
| İnsanlar ölür. Bu, hayatın bir parçasıdır. | Open Subtitles | إن الناس يموتون هذه هي الحياة يموت 150 ألفاً في اليوم |
| Romanlarımda insanlar ölür. Onları öldürmek için yeni ve ilginç yollar bulmalıyım. | Open Subtitles | إن الناس يموتون في رواياتي علي أن أفكر بطرق جديدة لقتلهم |
| İnsanlar ölür ve kimlik bilgileri yeniden kullanma sokulur. | Open Subtitles | الناس يموتون ومعلوماتهم الشخصية تذهب إلى سلة المهملات |
| Gerçeklerle başa çıkamadığı için üzgünüm ama, insanlar ölür. | Open Subtitles | أنت تعرفين ، أنا آسف حقاً أنّ هذا الرجل لا يمكنه التعامل مع الواقع ، ولكنّ الناس يموتون |
| Çünkü ben bir doktorum. Hata yaptığımızda insanlar ölür. | Open Subtitles | لأنني طبيبة لأنه عندما يخطئ الأطباء يموت الناس |
| Çünkü ben bir doktorum. Hata yaptığımızda insanlar ölür. | Open Subtitles | لأنني طبيبة لأنه عندما يخطىء الأطباء يموت الناس |
| "Zamanı gelince insanlar ölür. Buna müdahale edemezsin." | Open Subtitles | يموت الناس عندما يجب عليهم الموت لا يجب ان تتدخل بأي شكل |
| Bunu yapıyorum çünkü eğer yapmazsam insanlar ölür. | Open Subtitles | أفعله لأنني لو لم أفعله، الناس تموت. |
| Ben işimi yapamazsam insanlar ölür. | Open Subtitles | وإذا لم أؤدي عملي، الناس تموت. |
| İşimi yapamazsam insanlar ölür. | Open Subtitles | وإذا لم أؤدي عملي، الناس تموت. |
| İzin alıp balığa gidersem, insanlar ölür. | Open Subtitles | أنت تعلمين لو أقلعتُ عن هذا، وأخذت أصيد السمك، الناس سيموتون |
| İnsanlar ölür. | Open Subtitles | كل البشر يموتون |
| Diyeceğim şudur ki, ben burada yoksam, insanlar ölür. | Open Subtitles | ما أقصده هو إذا خرجت من هنا فالناس سيموتون |
| Tabi, sen işini yapmazsan insanlar ölür. | Open Subtitles | أوه، لا، لو لم تذهبي لعملك، سيموت أناس. |
| Güzelim, bu bir savaş. İnsanlar ölür. Kendine gelip devam et. | Open Subtitles | عزيزتي، إنها حرب والناس يموتون فتنسين أمرهم وتمضين قدمًا |
| Bu kadar. İnsanlar gider. İnsanlar ölür. | Open Subtitles | هذا ما في الأمر، أشخاص يغادرون و أشخاص يموتون |
| Sophia ve mahkumları bırak yoksa bu sefer insanlar ölür. | Open Subtitles | أطلق سراح (صوفيا) و المحتجزين و إلّا سيموت الناس هذه المرّة |