Ridge dediği gibi, İpten kaçmak için bir şey yapmadım. | Open Subtitles | مثلما قال ريج ليس لدي فرصه للهروب والتخلص من الحبل. |
Bir kez daha düğümler mavi ipten altın ipe geçer. | Open Subtitles | وينحلون من الحبل الأزرق ليربطوا نفسهم بشكل غامض |
Adamın boğulduğuna inandığımız yerde ipten örnek alacağım. | Open Subtitles | أنا سأقوم بإجراء مسح على الحبل الآن حيث نعتقد أنه تم خنقه به ونقوم بفحص الحمض النووي |
Yani sen bizi asılmak üzereyken ipten alacaksın. | Open Subtitles | هذه هي المومس التي سترسلني الى حبل المشنقة ؟ |
Evet. Bak, orada bir ipten sallandırıldım. | Open Subtitles | . حسناً ، نعم . أنظرى , أنا تعلقت فى حبل هناك |
O bağlandığı ipten kurtulurdu, ama... bunun için ayakta durmak gerekiyor. | Open Subtitles | من شأنه أن يخلصنا من الحبال مشكلته هي أننا يجب أن نقف |
Cezan ölümdür. Ölene dek ipten sallanacaksın. | Open Subtitles | "وعقوبة الجاني هي الموت، بالإعدام شنقًا حتى الموت" |
Bay Royde da kolu nedeniyle o ipten tırmanamazdı. | Open Subtitles | ولا يمكن ان يكون السيد رويد هو من تسلق على الحبل بسبب ذراعه |
Bilirsiniz, ipten atladığında, düşüşünü hafifletmek için ellerini kullanmış. | Open Subtitles | أعتقدت أنه أستخدم يده ليوازن سقوطه عندما سقط من الحبل |
Ama burada bir tane çapalı ipten başka bir şey yok. | Open Subtitles | لكن ليس ثمّة ما يُرسي الحبل. لذلك ستساعدني على الهبوطِ. |
Bir sıra bu ipten, diğeri ise daha öncesinden. | Open Subtitles | اثنان من هذا الحبل واثنان من حبل لُفّ سابقًا |
O parlak zırhlı bir şövalye gibi ipten kaydı, kızımla benim hayatımızı kurtardı, ve seni seviyor. | Open Subtitles | تأرجح على الحبل كفارس بدرعه المشع وانقذني انا وابنتي، انه يحبك |
Ve düğümler mavi ipten altın ipe geçecekti. | Open Subtitles | العُقَد انحلت من الحبل الأزرق كما لو أن سحراً قد على الحبل الذهبي ومن ثم . |
Sonra altın rengi ipten mavi ipe geri döneceklerdi. | Open Subtitles | . يُعيدهم من الحبل الذهبي إلى الأزرق |
Koca kıçımla o ipten mi çıkacağım? | Open Subtitles | مؤخرتي الكبيرة السوداء فوق هذا الحبل |
O ipten geri tırmanabilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك التسلق عن طريق ذلك الحبل ثانيةً؟ |
Gördüğüm tek şey ipten sallanan zavallı bir kız. | Open Subtitles | لا أملك أيّ رؤية سوى صورة فتاة مسكينة تتأرجح من حبل |
Üstünde ipten bir köprü var. Onu oraya götürmek zorundayız. | Open Subtitles | هناك جسر من الحبال فوق حفرة الحمم يجب أن نجعلها تصل إلى هناك |
Hayır, ölümden sonra olan değil boğazdaki ipten kaynaklı gerilmeye dayalı çatlak. | Open Subtitles | كلا إنه كسر نتيجة للضغط سببه ضغط الحبال على الحنجرة و ليس ذلك |
İpten birazını söküp halatın ucuna bağlayabilir misin? | Open Subtitles | أيمكنكحـّلقطعةمنالحبل.. و ربط تلك القطع من الحبال معاً؟ |
Babam olmasaydı, sefil bedenin hâlâ ipten sarkıyor olurdu. | Open Subtitles | إن لم يُنقذك أبي أيها الوضيع لمُت شنقًا {\pos(190,220)} |