Birini sevdiğinizi itiraf ettiğiniz andan itibaren, kaybedecek çok şeyiniz olduğunu itiraf ediyorsunuz ve bu soruların birini çabucak tanımak için bir mekanizma sağladığı doğru, aynı zamanda tanınmak için de ve pek çoğumuzun aşktan gerçekten istediği şey bu: Bilinmek, görülmek, anlaşılmak. | TED | في اللحظة التي تعترف بحب شخص ما، ستعترف بخسارة الكثير، صحيح بأن هذه الأسئلة توفر طريقة لمعرفة شخص ما بسرعة، وهي طريقة للتعريف بنفسك، وأظن أن هذا ما يريده حقا كل منا من الحب: أن تتم معرفتنا ورؤيتنا وفهمنا. |
Billis'in istediği şey bu. | Open Subtitles | هذا ما يريده بيليس |
Hayranların istediği şey bu ve organizasyonumun da onlara vermeyi planladığı şey bu, teşekkürler. | Open Subtitles | هذا هو ما يريده المشجعين وهذا ما منظمتي تعتزم منح لهم، وشكرا لكم. |
İstediği şey bu. | Open Subtitles | هذا هو ما يريده |
Kahrolasının yapmayı istediği şey bu, değil mi? | Open Subtitles | هذا ما يريد أن يفعله، أليس كذلك؟ |
İnsanların bilmek istediği şey bu. | Open Subtitles | هذا ما يريد أن يعرفه الناس |
İnsanların görmek istediği şey bu, ve en iyi etkiyi bırakan şey bu. | Open Subtitles | ذلك ما يريد الناس رؤيته، ذلك ما يترك الإنطباع الأفضل. |
İstediği şey bu. | Open Subtitles | دنكان هذا ما يريده |
İnsanlar acı çekiyor. Her tarafta ölüm var. Grodd'un istediği şey bu. | Open Subtitles | ناس يتألمون وموت منتشر في كل مكان هذا ما يريده ويخطط له (غرود) |
Hayır. Olmasını istediği şey bu. | Open Subtitles | هذا ما يريده ان يحدث |
Raven'ın tam olarak istediği şey bu. | Open Subtitles | هذا ما يريده "ريفين" بالتحديد |
İstediği şey bu. | Open Subtitles | هذا ما يريده |
Ama insanların istediği şey bu. | Open Subtitles | لكن هذا هو ما يريده الناس. |
Düşünmemi istediği şey bu. | Open Subtitles | هذا ما يريد أن أعتقد به |
İşte bu dövüşte yapmak istediği şey bu. | Open Subtitles | ذلك ما يريد أن يفعله في هذا القتال. |
Herkesin bilmek istediği şey bu. | Open Subtitles | لأن ذلك ما يريد الجميع معرفته |