Günümüzde bir doktora gidip muayenehanesinden içeri girdiğimizde hiç duymak istemediğimiz sözlerle karşılaşırız. | TED | عندما نذهب إلى الطبيب اليوم وندخل إليه. توجد كلمات لا نرغب بسماعها. |
Çünkü onlar da bizim onları istemediğimiz gibi bizi istemiyor. | Open Subtitles | لأنهم لايردون الجلوس معنا بالقدر الذي لانريد ان نجلس معهم |
Bana göre dünya, üzerinde gerçekten düşündüğümüzde... ...çok da istemediğimiz... ...bir geleceğe doğru dönüyor. | TED | بالنسبة لي, العالم يتجه نحو مستقبل لا نريده عندما نفكر حقا وبعمق بشأنه. |
Ancak bize hiç bir zaman istemediğimiz bir şey yaptırmadı. | Open Subtitles | لكنه لم يُجبرنا أبداً على القيام بشيء ضد رغبتنا |
Hepimizin, anlatılmasını istemediğimiz hikayeleri olduğunu söylerken ne demek istedi? | Open Subtitles | ماذا قصدت بقولها أنّ لنا قصصاً لا نريدها أنْ تروى؟ |
Bazen bir travmadan sonra, sevdiğimiz birini kaybetmek gibi baş etmek istemediğimiz | Open Subtitles | أحياناً بعد الصدمة نفعل أي شيء لنحمي أنفسنا كشيء لا نريد أبداً |
Bu hikâye istemediğimiz bir savaşı durdurursa o zaman bir kahraman olarak ölmüştür. | Open Subtitles | وإذا كانت تلك القصة ستوقف الحرب التي لا نريدها إذاً فهو مات بطلا |
İkimiz de daha önce, söylemek istemediğimiz şeyleri söylemiştik. | Open Subtitles | كلانا قال أشياءاً لم نقصدها من قبل |
Kendimize davranılmasını istemediğimiz şekilde diğer uluslara davranmamalıyız. | TED | لا يتوجب أن نعامل الأمم الأخرى بما لا نرغب أن نعامل به نحن أنفسنا. |
Tüm dünyanın görmesini istemediğimiz şeyi paylaşmamamız söylenir. | TED | وأيضًا قيل لنا أن لا نُشارك أي شيء لا نرغب في أن يراه العالم كلّه. |
Aslında bu özel durumda bulunmak istemediğimiz bir yer ama bunu değiştirmek istiyoruz. | TED | حسنًا، في الواقع، في هذه الحالة المحددة، هذا مكان لا نريد أن نكون فيه، ولكننا نرغب في استبدال هذا. |
Eğer biz birbirimizin arkasını kollamazsak, yapmak istemediğimiz bir sürü şeyi bize zorla yaptırmak isteyecekler. | Open Subtitles | إذا لم نساند بعضنا البعض فهما ستعملان على دفعنا إلى فعل دزينة من الاشياء التي لانريد ان نفعلها |
- Her şansı,yapmak istemediğimiz... ..şeyler olarak adlandıracaktık. | Open Subtitles | عندها لن تكون لنا هذه الفرصة للجلسات العلاجية - اوه , يفترض بأن نسمي - كل شيء لانريد فعله بالفرص |
Davanın ertelenmesini istemediğimiz için kasetlerin Yargıç Ito'ya o kısımların çıkarılarak verilmesini öneriyoruz. | Open Subtitles | ولأننا لانريد بطلان الدعوى، (نقترح بأن نسلّم الأشرطة للقاضي (إيتو وذلك الجزء عن زوجته محذوف. |
İstemediğimiz bir yerden dönüş yaptılar, ama bunu biliyorduk. | Open Subtitles | إذا أخذوا منعطفا لا نريده , سوف نعرف , لذا لا تقلق |
Tatlım o konuyu sıkıntı yapma. Ailemin istemediğimiz bir şeyi yapmaya zorlamasına izin vermem. | Open Subtitles | عزيزي ، لا تقلق حيال هذا الامر ، لن أدع والديّ يرغموننا علي فعل شئ لا نريده |
Tamam, seni ölü görmek istemediğimiz için beni bağışla. | Open Subtitles | حسناً، إذاً سامحينا لعدم رغبتنا في موتك |
Ama ikimiz de farklı olduğumuz için ilişki istemediğimiz konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | ولكن سواء اتفقنا أننا لا نريد أي شيء ، لأننا مختلفون. |
bizim istemediğimiz şeyleri söylemek kolaydır. | TED | إنّه لمِنْ السهل أن نفصح عن الأشياء التي لا نريدها. |
O gün kötü bir gündü. İkimiz de istemediğimiz şeyler söyledik. | Open Subtitles | وقلنا أشياءاً لم نكن نقصدها |
Biz buradaydık. Ayrıca içeri istemediğimiz biri girerse beyinlerini patlatabiliriz. | Open Subtitles | وأي أحد يأتي ولا نريد وجوده هناك سنخلع رأسه |
Olmasını istemediğimiz ama kabullenmek zorunda olduğumuz şeyler var. | Open Subtitles | هناك أشياء لا نريدها ان تحدث لكن يجب ان نتقبلها |
İkimiz de ordu da görev yaptık, görmek istemediğimiz şeyler gördük. | Open Subtitles | فكلينا خدمنا في الجيش, وكلينا رأينا أموراً نتمنى لو لم نراها |
Eve dönmek düşünmek istemediğimiz tek şeydi. | Open Subtitles | عندما كنت فى الوطن كانت الجزيرة مجرد مكاناً لم نفكر به |
Yapmak istemediğimiz eski adetleri yapmadık. | Open Subtitles | نحن ننزلق على الطقوس القديمة بأنّنا لم نرد أن نعمل. |
O şehire, işlerimize hapsolup kalmıştık. İstemediğimiz bir hayatta hapsolup kalmıştık. | Open Subtitles | كنّا محاصرَين في وظيفتينا وتلك المدينة، وكنّا سنحاصر في حياة لم نردها |