Özel hayatına saygı göstermeyecekler ve sana duymak istemeyeceğin şeyler söyleyecekler çünkü işe gönülden bağlı değilsin. | Open Subtitles | لن يحترموا خصوصيتك، سيخبروك بترّاهات لا تود سماعها، لأنك نظامك لا يتوافق مع ذلك. |
Duş alırken gizlice izlemek istemeyeceğin durumda. | Open Subtitles | حسناً، أنّك لا تود حقًا التجسس عليها في الحمام هذه الأيام. |
Lütfen öğrenmek istemeyeceğin bir şey sorma bana. | Open Subtitles | أرجوك لا تسألني عن شيء لا تود معرفته |
Ama beni yeniden tezgâha getirmeye çalıştığın hissine kapıIırsam işte bu almak istemeyeceğin risktir. | Open Subtitles | ولكن إذا ساورني شعور ...أنكِ تخادعيني مجدداً هذه مخاطرة لا تودي خوضها |
Yapmayı pek istemeyeceğin bir fedakarlık yapman gerekiyor. | Open Subtitles | لكنّه سيتطلب تضحية لن تودي أن تقومي بها |
Hiç yakınında olmak istemeyeceğin türden. | Open Subtitles | النوع الذى لا تود أن تقترب منه |
Muhtemelen konuşmak istemeyeceğin bir şey. | Open Subtitles | من المحتمل انه موضوع لا تود الحديث عنه |
Ters düşmek istemeyeceğin bir adam varsa, o da Whip'tir. | Open Subtitles | إن كان هناك رجلًا لا تود "أن يكون خصمك فهو "سوط |
Hayatta kaçırmak istemeyeceğin... - ...bir ucuzluk mağazası analizi geliyor. | Open Subtitles | سنسمع تحليلا لا تود ان تفوته |
Bilmek bile istemeyeceğin yerlerimizden kanayıncaya kadar anlayacağın. | Open Subtitles | لا تود حتى معرفة الأمر |
Umarım kovmak istemeyeceğin biri gibi görünüyorumdur. | Open Subtitles | كشخص لا تود طرده، كما آمل. |
Sutton senin asla gitmek istemeyeceğin bir yolda gidiyor | Open Subtitles | سوتن) طريق لا تود أبدً أن تسير فيه) |
Bilmek istemeyeceğin şeylere karşı. Çünkü seni seviyorum, Miriam. | Open Subtitles | (ضد كل الأشياء التي لن تودي معرفتها، لأني أحبكِ يا (ميريام |