Arkanda asılı duran saati çok seviyorum, çünkü hala hasta bile olsan, iyi olduğun anlamına geliyor. | Open Subtitles | تعجبني تلك الساعة الضخمة ،المعلّقة وراءك لأنّها تعني أنك بخير رغم أنك لازلت مريضا |
İyi olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد فقط أنك بخير |
Çünkü ikimiz de biliyoruz ki... en iyi olduğun şey kaybeden biri olmak. | Open Subtitles | لأن كلانا نعلم أن الشيء الوحيد الذي أنت بارع فيه هو أن تكون فاشل طوال الوقت |
İyi olduğun tek şeyin 31 çekmek olduğunu ve seni işe nasıl oldu da aldığını bilmediğini söylüyor. | Open Subtitles | ويقول إنه الشيء الوحيد أنت جيّد في الرجيج أمامه. |
Firmanın toparlayıcısı olduğun hakkında mı, Yoksa işinde iyi olduğun mu? | Open Subtitles | حول حقيقة أنك تحل مشاكل الشركة؟ أو أنك بارع في ذلك؟ |
Jeremy, bak sana ne diyeceğim neden iyi olduğun bir şeyde başlamıyoruz? | Open Subtitles | جيرمي , سأخبرك أمراً لماذا لا نبدأ بما تجيده أولاً ؟ |
İyi olduğun tek şey futbol değil. | Open Subtitles | كرة القدم ليست هي الشيء الوحيد الذي تبرع فيه. |
İyi olduğun tek şey buydu, Sadie. | Open Subtitles | . )هذا كل ماكنتِ جيدة فيه (سادي . جيدة في الوضع السهل |
Ben de iyi olduğun için. | Open Subtitles | 'م سعيد أنك بخير. |
İyi olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد فقط أنك بخير |
İyi olduğun için şükrediyoruz. | Open Subtitles | لكننا جميعاً شاكرين أنك بخير |
İyi olduğun için gerçekten mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك بخير. |
İyi olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة للغاية أنك بخير |
Sen iyi olduğun sürece sorun yok. | Open Subtitles | -طالما أنك بخير |
Eğer kendi içine bir bakarsan, iyi olduğun bir şeyler bulursun elbet. | Open Subtitles | لو نظرت في داخلك ستجد شيئاً أنت بارع فيه |
İyi olduğun işe devam etmen lazım. | Open Subtitles | يجب أن تستمر في فعل ما أنت بارع فيه |
Homie, iyi olduğun birçok şey var. | Open Subtitles | (هومي)، أنت بارع في عدة أمور. |
Yapmakta iyi olduğun şey. | Open Subtitles | أنت جيّد في ذلك. |
Firmanın toparlayıcısı olduğun hakkında mı, Yoksa işinde iyi olduğun mu? | Open Subtitles | أنك تحل مشاكل الشركة؟ أو أنك بارع في ذلك؟ |
O zaman tuhaf sözlerle beni rahatlatmak yerine iyi olduğun bir şey yap. | Open Subtitles | إذاً بدلاً من الكلمات الحمقاء للمواساة أرجوك قم بما تجيده |
Bu senin iyi olduğun alan. Onlar nasıl Dalekleştiler? | Open Subtitles | ذلك ما تبرع فيه كَيفَ تحول إلى داليك؟ |
Tek iyi olduğun şey bu. | Open Subtitles | ... هذا كل ما انتِ جيدة فيه حقاً |