Ameliyattan sonra hala iyileşme sürecinde. | Open Subtitles | الأمر فقط ، كما تعلم هي تتعافى من العمليّة الجراحيّة |
İyileşme sürecinde bir alkoliksiniz. Bunu kabul... | Open Subtitles | أنت تتعافى من إدمان الكحول ... نحن لا نقبل |
Kızın aylardır güneş yüzü görmüyor çünkü hala iyileşme sürecinde. | Open Subtitles | لم ترى ابنتك الشمس لشهور لأنها تتعافى |
Hala iyileşme sürecinde ama ofiste çalışacak kadar iyi. | Open Subtitles | هو لا يزال يتعافى لكنه سيكون لائقاً للعمل في المكتب |
Özür dilerim. Crixus Theokoles'le olan savaşı dolayısıyla iyileşme sürecinde. | Open Subtitles | اعتذاراتي، (كريكسوس) لا زال يتعافى من معركته مع (ثيوكليز) |
Eroin bağımlısı. İyileşme sürecinde. | Open Subtitles | انه مُدمن على الهيروين يتعافى |
Hâlâ iyileşme sürecinde olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنّك مازالت تتعافى |
Hetty evde iyileşme sürecinde ve kısa sürede geri dönmeyi bekliyor. | Open Subtitles | (هيتي) في البيت تتعافى و من المتوقع أن تعود قريباً. |
Bacağı hâlâ iyileşme sürecinde. | Open Subtitles | ساقه ما زالت تتعافى |
Felix gibi birinin iyileşme sürecinde işlerin kötüye gidebileceğini söylediklerinde beni biraz korkuttular. | Open Subtitles | لقد أخافوني قليلا بذلك الكلام حول الأشياء التي قد تسوء عندما يحاول أحد كـ(فيليكس) أن يتعافى |
Jefferson hâlâ iyileşme sürecinde. | Open Subtitles | لا، انتظر لحظة، لا يزال (جيفرسون) يتعافى من إصابته |
Babası beyin hasarı geçirmiş, iyileşme sürecinde. | Open Subtitles | يتعافى الأب من إصابه دماغية |
Henrik'in iyileşme sürecinde, ziyaretçiler için çok zayıf olduğunu söyleyeceğiz. | Open Subtitles | سنُخبره أن (هينريك) يتعافى مازال ضعيفاً للغاية ليستقبل زوار |
Durumu iyi mi? Fiziksel olarak iyileşme sürecinde. | Open Subtitles | -جسديّاً، يتعافى . |