Aslında, bilirsiniz, Beyaz Saray'da 1.dünya savaşı sırasında bütçeye yardım etmek için kuzu yetiştiriyorlardı, muhtemelen kötü bir fikir değildi; Kötü bir fikir olamazdı da. | TED | في الواقع ، كما تعلمون ، في البيت الأبيض كان هناك خراف ترعى في المقدمة من أجل المساعدة في تمويل المجهود الحربي في الحرب العالمية الأولى ، والتي ربما ليست فكرة سيئة ؛ لن تكون فكرة سيئة. |
Atıştırmalık bir şeyler, aslında o kadar da kötü bir fikir değildi. | Open Subtitles | في الواقع تناول وجبة ليست فكرة سيئة |
Biliyormusun, kötü bir fikir değildi. | Open Subtitles | إنها ليست فكرة سيئة |
Belki de bu saha gezisi, o kadar da kötü bir fikir değildi. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه لم تكن فكرة سيئة في النهاية |
Çıkmak ve Serena'yı terk etmek belki de kötü bir fikir değildi. | Open Subtitles | (ربما مواعدة وهجر (سيرينا لم تكن فكرة سيئة |
Bu kötü bir fikir değildi Burt! | Open Subtitles | (هذه لم تكن فكرة سيئة يا (بيرت |