Hiç devrilmiş bir eşya, kırık bir cam veya mücadele izi gördünüz mü? | Open Subtitles | هل شاهدت أي أثاث تم تحريكه أو زجاج مكسور أو أي علامة للمقاومة؟ |
Bu sorun değil. kırık bir kalbinin olması, bir şeyleri denediğini gösterir. | Open Subtitles | هذا جيد لديك قلب مكسور من قبل فهذا يعنى أنك يمكن أصلاحك |
Kara bir kediyi kırık bir ayna üzerinde... ay modülünün merdiveni altında yürüttük. | Open Subtitles | لقد جعلت قطة سوداء تسير فوق مرآة مكسورة تحت نموذج مصغر للوحدة القمرية |
kırık bir tekerleğin nasıl tamir edileceğini bilmediğini tahmin ediyorum, değil mi? | Open Subtitles | أفترض أنك لا تعرف كيف تصلح عجلة مكسورة ؟ |
Kanadı kırık bir şahin, bacağı kırılmış vahşi bir kedi... | Open Subtitles | الصقر مع الجناح المكسور القط البري مكتمل النمو مع كسر في ساقه .. |
O konuda asla konuşmuyor, elbette, ama o kolu kanadı kırık bir adam. | Open Subtitles | أنه لا يتحدث عن ذلك أبداً بالطبع , أنه رجل محطم |
kırık bir Dalek parçası tutarken beni bir Dalek gemisine göndermesene! | Open Subtitles | لا تضعني في سفينة للداليكس بينما أحمل جزء مكسور من داليك |
Ama nöronlar kesik, beyindeki hasar da kırık bir kemik değildi. | Open Subtitles | لكن الخلايا العصبية ليست جروح, و الدماغ المريض ليس عظم مكسور. |
kırık bir cam parçasıyla kolunu kestikten sonra bitkin bir şekilde istasyondaki peronda uyuklamaya başladı. | TED | بعد أن جرحت يدها بزجاج مكسور سقطت في نوم متعب ومتقطع في محطة القطار |
Tıpkı evinizdeki kırık bir su borusu gibi. | TED | يشبه ذلك إلى حدّ ما أنبوب مياه مكسور في منزلك. |
Bu konuşmaları düşün, kırık bir sandalyede gevezelik yapmak adamı bağlar bir sebebi var ki sana söylüyorum. | Open Subtitles | لئلا تظنا كل هذا الكلام هو ثرثرة فارغة من رجل قعيد مكسور أنا أقول لكما هذا لسبب |
Kısaca...kırık bir kaburga, biraz baş ağrısı. | Open Subtitles | ضلع مكسور ، و ببساطة كأن كل ما بداخلك قد قلب رأساً على عقب |
Sırtı üstü uzanan bir beden, uzuvları kırık bir kukla gibi vahşice parçalanmış. | Open Subtitles | الجثة ملقاه على ظهرها , أطرافها مكسورة كالدمية المحطمة |
Balçık gibi yaşamaktansa kırık bir yeşim taşı parçası olarak ölmek daha iyidir. | Open Subtitles | أفضل أن أموت كقطعة مكسورة من اليشب... على أن أحيا كصلصال في أيديهم. |
Bu kırık bir bacağı sarmak gibi olacak. | Open Subtitles | هذه كإستخدام الإسعافات الأولية على ساق مكسورة |
Sadece bir beyin sarsıntısı ve kırık bir uyluk kemiği, haftalarca mumya gibi yatmama neden olmuştu. | Open Subtitles | مجرد ارتجاج بالرأس و كسر في عظم الفخذ جعلني مستلقيا على السرير لأسابيع كما المومياء |
9 yaşında beyin sarsıntısı ve kırık bir çene. | Open Subtitles | ارتجاج في المخ . .كسر في الفك في عمر التاسعة |
O konuda asla konuşmuyor, elbette, ama o kolu kanadı kırık bir adam. | Open Subtitles | أنه لا يتحدث عن ذلك أبداً بالطبع , أنه رجل محطم |
kırık bir şeyi tekrar bütün hale getirebilecek büyülü kum. | Open Subtitles | رملٌ مسحور يستطيع أنْ يجعل الشيء المكسور يبدو كاملاً مجدّداً |
Çünkü düzgün olarak kırık bir köprücük kemiği olduğunu ve bir ton morlukları olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | هل أنت متأكد؟ لأنه حسبما أذكر جيداً فهي تعاني من كسر في الترقوة ومئات الندوب والكدمات |
Başlarda çok güzel görünüyor olabilir, ama bir kenara yaz, eninde sonunda, kırık bir kalp ve kıçına yapışmış bir lolipopla uyanacaksın. | Open Subtitles | قد تبدو مسلية في البداية لكن علم على كلامي, اجلا ام عاجلا ستصحو من النوم مع قلب مفطور مع مصاصة ملتصقة بخصيتك |
Beyin sarsıntısı,kırık bir kol kemiği.... ..ve...iç kanaması var. | Open Subtitles | لديها أرتجاج و كسر فى عظام العضد و... حسنا.. |
Hayvanların üzüntüleri hakkında pek bilgimiz yok, yada kırık bir kalbin etkisi hakkında. | Open Subtitles | نحن لا نعلم شيئاً عن حزن الحيوانات, أو حتى عن عذاب القلوب المكسورة. |
Başka şeyler, kırık bir kalp mesela, biraz daha karmaşıktır. | Open Subtitles | وأشياء أخرى مثل القلب المفطور هي اكثر تعقيداً قليلاً |
Kurbanımızda kırık bir boyun, ezilmiş bir omurga birkaç bacak kırığı, parçalanmış leğen kemiği-- | Open Subtitles | أصيب ضحيتنا بكسر في الرقبة فقرات مسحوقة, عدة كسور بالأرجل, حوض مكسور... |