| Sonunda işi kapatmamız gerekti ve kalbim kırılmıştı. | TED | وفي النهاية، اضطررنا إلى إغلاق المشروع, وذلك كسر قلبي. |
| Tüm kemiklerimin çekildiğini hissettim ve o anda anladım ki bacağım kırılmıştı. | Open Subtitles | شعرت بكل العظم يتحرك, كل العظم متشابك عرفت حينها أن الرجل مكسورة |
| Oradaki herkes benim gibi kırılmıştı. | TED | إن أي أحد في وضعيتي هناك سيكون مكسور الخاطر. |
| Kalbi gerçekten de kırılmıştı, yeni bir iyileşme süreci vardı karşısında. | TED | تحطم قلب كاثي حقًا، وواجهت تعافيًا آخر. |
| Yüzüm ve kolum parçalanmış, çenem dört yerden kırılmıştı. | Open Subtitles | لم أكن موجودا لمدة ثلاثة أسابيع ونصف لقد انكسر ذراعي وتمزق وجهي وتحطم فكي لأربعة أجزاء |
| Ama sonunda, proje rafa kaldırılınca kalbim kırılmıştı. | Open Subtitles | .. وحينما تخلوا عن فكرة البناء انفطر قلبي |
| Ne bir çocuk yatağına çamur atmış ne de camlarından biri kırılmıştı. | Open Subtitles | و طفل لم يرمي الطين على سريرها أو كسر ما تبقى من ألواح الزجاج. |
| Dün gece eve geldim. Pencerem kırılmıştı ve televizyonum çalınmıştı. | Open Subtitles | ليلة البارحة تم كسر نافذتي وقد سرق جهاز التلفاز |
| Diğer ise siz iki gerzek bunu bana en son yaptırdığınızda olayda kolum kırılmıştı. | Open Subtitles | أما الاقتحام عنوة قد قمت به مرة واحدة معكما وقد تسبّب هذا في كسر ذراعي |
| Kurban göğüs kafesindeki travma yüzünden öldürüldü, ancak kaburgalar bir değil iki yerinden kırılmıştı. | Open Subtitles | قتلت الضحية بسبب جرح غير حاد في الصدر و لكن الأضلاع مكسورة في مكانين مختلفين و ليس مكان واحد |
| Arabası ordaydı..camı kırılmıştı Bişeyelr yolunda değilmiş yani | Open Subtitles | سيارته راكنة هناك ونافذة منزله مكسورة هناك شيئا ما ليس طبيعي |
| 20 dikiş atıldı ve bir kaburgası kırılmıştı. | Open Subtitles | حـوالي 20 غرزة والكثير من الأضلاع مكسورة |
| Tansy yüzünden kalbim kırılmıştı. | Open Subtitles | لقد كنت مكسور القلب لتانزي ايتها المتوهمه |
| Bacağıma mermi saplanmıştı, kolum ve omurgam kırılmıştı. | Open Subtitles | أصبت بطلقٍ ناري في ساقي, ذراع مكسور,فقرة مكسورة. |
| Kalbim kırılmıştı. | Open Subtitles | و أنكسر قلبى و تحطم و ظننت أنها أحبت شخص آخر |
| Zavallı adam. Değer verdiği bir kadın tarafından kalbi kırılmıştı. | Open Subtitles | مسكين، تحطم قلبه على يد امرأة كان يحبها كثيراً |
| Kelepçelere karşı direnmekten bilekleri kırılmıştı ayak bileklerindeki kemikler birbirine yapışmıştı çünkü ayakları bağlanmıştı ve yan tarafı, omzu ve kalçası iltihap tarafından yeniyordu. | Open Subtitles | لقد انكسر معصميها من جراء مقاومتها للأصفاد و العظام في كاحلي قدميها كانت مسطحة معاً لأن قدميها كانتا مقيدتان |
| "Sorular sorulmaya başlandığında kalbimin kırılmıştı onu terk etmem gerektiğinin farkındaydım. | Open Subtitles | "انفطر قلبي حين بدأت الأسئلة وعلمت بأن عليّ أن أتركه" |
| Kalbim kırılmıştı. Ölüyormuşum gibi hissettim. | Open Subtitles | تحطّم قلبي آنذاك، شعرتُ كما لو أنني أحتضر.. |
| Kolu 2 yerden kırılmıştı. | Open Subtitles | إن ذراعه مكسرة في مكانين مختلفين |
| Benim de kalbim kırılmıştı. | Open Subtitles | أنا فقط كنت مجروحة من قبل. |
| Çünkü o gün kalbi kırılmıştı. | Open Subtitles | لأن قلبها إنفطر ذلك اليوم |
| İçindeki adam yaralıydı, kemikleri kırılmıştı. | Open Subtitles | الرجل الـذي كان في داخلها أصيب , جسده إنكسر |
| İmparatorun kalbi kırılmıştı. | Open Subtitles | وتحطّم قلب الامبراطور |
| Evet. Bazı şeyler etrafa saçılmıştı. Ve pencere, mandala yakın bir yerde kırılmıştı. | Open Subtitles | نعم ، الأشياء متناثرة و النافذة قد كسرت بالقرب من المقبض |
| Ve sağ dizi kırılmıştı çünkü bagaja tıkılmıştı. | Open Subtitles | واصيب بكسرٍ في الركبة اليمنى لأنه كان محشوراً داخل هذا الجذع نفسه |