Origaminin en etkili araçları varlıkların belli kısımlarını nasıl yaparız sorusuyla bağlantılı. | TED | أقوى الأدوات في الأوريغامي تترتبط بكيفية الحصول على أجزاء من هذه المخلوقات |
Şimdi, onun görme kabiliyetini sağlayıp işitmesini geri getirdiğimizi ve vucüdunun hastalıklı kısımlarını titanyum parçalarla değiştirdiğimizi hayal edin. | Open Subtitles | الآن، تخيلوا لو أنه علم أنه بإمكاننا أن نعالج بصره، ونعيد سمعه، ونسبدل أجزاء جسده المعتلة بأخرى من التيتانيوم. |
Ortasında gözyaşı olan büyükçe bir gökyüzüne devam ettik ve gözyaşından, evrenin derin kısımlarını görebilirdiniz. | TED | وتحركنا على رقعة من السماء بوجود ثقب في الوسط، وخلال الثقب، يمكنكم رؤية أجزاء عميقة من الكون. |
Daha çok öğrendikçe bu öykünün hâlâ doğru olan kısımlarını ve yanlış olanları gösterebiliriz, çünkü bunların ikisi de olabilir. | TED | كما نتعلم المزيد, يمكننا أن نبين أجزاء القصة يظل صحيحًا وأيها زائف كما قد يكون أي منها وأي منها يمكن أن يصبح. |
Terapistim bana geleceği görüşümün hatırlayamadığım kısımlarını hatırlamam için bana ilaç verdi. | Open Subtitles | أعطتني معالجتي هذا العقار لأحرر الأجزاء من لمحتي التي لم أستطع تذكرها |
Bu sorgulamayı yaparak katilin parmak izi görselinin bazı kısımlarını görüyoruz. | TED | وبفعلنا ذلك، تظهر أجزاء فقط من صورة بصمة القاتل. |
Çalışma grubum parazitin önemli kısımlarını gözden kaçırıyor olabilir. | TED | جمعية البحث الخاصة بي قد تكون فقدت أجزاء مهمة من الطفيلي |
Bunlar, kısmen tarihin Çinlilerin unutmayı... ...tercih ettiği kısımlarını belgelediği için... ...dünyanın başka hiçbir yerinde bulamayacağınız parçalardır. | TED | هناك قطع لن تجد مثلها في أي مكان في العالم, أحد الأسباب أنها تؤرخ أجزاء من التاريخ, التي أختار الصينيون نسيانها. |
Resmin diğer kısımlarını da görmeye başladım. | Open Subtitles | بدأتُ برُؤيَة أجزاء أُخرى من الصورَة الآن |
Onları bulmak için hayatımın harcadığım kısımlarını görüyorum! | Open Subtitles | أرى أجزاء حياتي التي يئست من العثور عليها |
- Ne bu böyle? Gerçekten, hayatın en iyi kısımlarını kaçırıyorsun. | Open Subtitles | أنني جاد يا رجل أنك تحرم نفسم مِن أفضل أجزاء في حياتك |
Bu eser, her biri orkestranın farklı kısımlarını gösteren küçük bölümlerden oluşmaktadır. | Open Subtitles | تتألف من مقطوعات قصيرة تظهر لكم أجزاء الأوركسترا السيمفونية المنفصلة. |
Müzik beynin diğer amaçlar için geliştirilmiş kısımlarını kullanan kültürel bir buluş gibi gözüküyor. | Open Subtitles | الموسيقى هي ابتكار ثقافي والتي تطور أجزاء من عقلنا لاستخدامات أخرى |
Her bir parçanı değiştirdin, ...hem mekanik hem organik kısımlarını defalarca, orijinalinden bir iz kalmadı. | Open Subtitles | لقد قمت باستبدال كل جزء من نفسك سواء أجزاء ميكانيكية أوعضوية مرارا وتكرارا حتى لم يتبق أي أثر من النسخة الأصلية |
Füj durumu, son derece nadir bir durumdur kişi şiddetli bir travma yaşar ve bilincin bu travmalya ilgili kısımlarını engelenir. | Open Subtitles | حالة شرود هي حالة نادرة أن تحدث عندما يواجه شخص ما صدمة شديدة لدرجة أنهم منع أجزاء من هذه الاوعية المتصلة به |
Askerler biraz salak bu yüzden aynı zamanda anneciğin hasta olmayan kısımlarını da vuruyorlar bu yüzden annecik biraz hasta hissediyor. | Open Subtitles | الجنود هم قليلاَ تافهين لذلك هم أيضا يطلقون النار على أجزاء من جسم أمكم التي ليست سيئة وهذا يجعل أمكم تشعر بالمرض |
Beyninizin anıları yapan ve depolayan kısımlarını uyarıyor olacağım. | Open Subtitles | أنا ساقوم بتخفيز أجزاء من دماغك ألتي تصنع و تخزن الذكريات |
Esasen, filmin tüm güzel kısımlarını Joss Whedon yazdı. | Open Subtitles | جوس هيدون كتب في الأساس جميع أجزاء جيدة من هذا الفيلم. |
Retinanın bütün kısımlarını görmüş oluyoruz. | TED | نستطيع رؤية جميع أجزاء الشبكية. |
3D baskı mucizesi kullanıldı, robotların bazı kısımlarını bir hayvan anatomisine benzeyecek şekilde yapmaya başlıyoruz. | TED | فباستخدام معجزة الرسم ثلاثي الأبعاد، باستطاعتنا أن نصنع أجزاء من جسم الآليين والتي تتشابه أكثر فأكثر مع الهيكل التشريحي للحيوان. |
Sağlığımız, varlığımız ve müşterek güvenliğimizin hatırına, beyinlerimizin bağımsız karar veren kısımlarını açık tutmamız gerekli. | TED | من أجل صحتنا، ثروتنا و أمننا الجماعي، يتحتم علينا أن نجعل الأجزاء المسؤلة عن اتخاذ القرارات المستقلة في أدمغتنا تعمل. |