Fakat kendisini kısa süre içinde ölüm kalım ayrımında buldu. | Open Subtitles | لكنه سرعان ما وجد نفسه وسط موقف حياة أو موت |
Fakat kısa süre içinde anladık ki, yunuslar klavye kullanarak botun etrafında takılmayacaktı. | TED | ولكننا سرعان ما وجدنا أن الدلافين لن تحوم ببساطةٍ حول القارب وتستخدم لوحة المفاتيح. |
Sıra numarası alırsanız biri kısa süre içinde sizinle ilgilenecek. | Open Subtitles | اذا اخدت رقم ستجد من يساعدك عندما يحين دورك |
Telsizimizi dinledier, 3 dakikadan kısa süre içinde, | Open Subtitles | كانوا على نفس موجتنا.. تحركوا... دخلوا |
Albay, beni bu kadar kısa süre içinde kabul etmenize minnettarım. | Open Subtitles | أشكرك على الموافقة على مقابلتي في وقت قصير أيها القائد |
kısa süre içinde... | Open Subtitles | لو انتظرتِ، سوف تحصلين على كل شيء ..في خلال فترة قصيرة |
Bu kadar kısa süre içinde görüşmeye geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | حسناً ، شكراً لكِ لمقابلتي في فترة وجيزة |
Chloe, 3 dakikadan daha kısa süre içinde Derek'i öldürecekler. | Open Subtitles | كلوي , سيقتلون ديريك خلال أقل .. من ثلاث دقائق |
Birisi bana bu fikri ilk verdiğinde, açıkçası biraz deli olduklarını düşündüm, ama kısa süre içinde anladım ki bu o kadar da delice bir fikir değildi. | TED | عندما إفترح شخص هذا لي إعتقدت في بادئ الامر انه مجنون قليلاً ولكن سرعان ما أدركت ان هذه الفكرة لم تكن مجنونة |
Fakat bu uzun zamandır beklenen ittifak kısa süre içinde sınandı. | TED | ولكن سرعان ما انهارت هذه الشراكة التي طال انتظارها. |
Bu yeni özgürlük eğer insanlar kendilerini savunmayı öğrenemezlerse, çok kısa süre içinde umutsuzluğa dönüşecektir. | Open Subtitles | سرعان ما ستجلب الحرية الجديد اليأس.. إذا لم يتعلم الناس الدفاع عن أنفسهم |
Sıra numarası alırsanız biri kısa süre içinde sizinle ilgilenecek. | Open Subtitles | اذهب وخذ رقم، وستجد من يساعدك عندما يحين دورك |
Telsizimizi dinledier, 3 dakikadan kısa süre içinde... işi bitirip kaçtılar. | Open Subtitles | كانوا على نفس موجتنا.. تحركوا... دخلوا |
Ve bu kadar kısa süre içinde onun yerine geçecek birini nereden bulurum bilmiyorum. | Open Subtitles | ولا أعلم أين أجد بديل في وقت قصير |
kısa süre içinde ağır dozlarla verildiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | في إعتقادي جرعات كبيرة في وقت قصير |
Tanışalı uzun bir süre olmadığını ve kısa süre içinde beklenmedik şeylerle uğraşmak zorunda kaldığımızı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أننا لم نعرف بعضنا لمدة طويلة، وأننا إضطررنا للتعامل مع مواقف صعبة في فترة وجيزة. |
Prester John'un ismi birçok Orta Asya hükümdarıyla ilişkilendirilmiş olsa da kısa süre içinde, Moğolların çoğunun Hristiyan olmadığı ortaya çıktı. | TED | إنّ لقب جون برستر تمّ التعرف عليه في فترة وجيزة من قبل العديد من الحكّام الآسيويّين، ولكن بعد وقتٍ قصير أصبح واضحًا أنّ معظم المنغوليّون لم يكونوا مسيحيّين. |
12 saatten kısa süre içinde Makineler duvarı delecek. | Open Subtitles | خلال أقل من 12 ساعه ستخترق الآلات حوض السفن |
Başka çaremiz yok. Bir saatten daha kısa süre içinde başlıyoruz. | Open Subtitles | لن يجد الفرصة لذلك - نحن نبدأ خلال أقل من ساعة |