Bebek ölüm oranı bu kıtadaki en yüksek oran ve ABD ortalamasının yaklaşık üç katı. | TED | معدل الوفيات بين الرضع هو الأعلى في القارة كلها، والذي يصل إلى ثلاثة أضعاف المعدل القومي الأمريكي، |
Ve bunu vurgulardı, her ne kadar kıtadaki birçok Afrikalı beni yalnızca bir Amerikan olarak görse de. | TED | وكان ليشدد عليه، حتى لو كان العديد من الأفارقة في القارة يعتبرونني أمريكي وحسب. |
Konuşmamın bir bölümünde, bu kıtadaki yatırım olanaklarından bahsedeceğim. Hakikatle safsatayı; gerçekle kurguyu ayırmak için. | TED | جزء من كلامي سيكون حول الفرص الإستثمارية الموجودة في هذه القارة. لفصل الخطاب من الواقع، والحقيقة من الخيال. |
Uydu, 7 kıtadaki bütün sistemleri kontrol ediyor. | Open Subtitles | تغطي الأقمار الصناعية المراقبة جميع القارات السبعة، |
Uydu, 7 kıtadaki bütün sistemleri kontrol ediyor. | Open Subtitles | الأقمار الصناعية على مدى ساعة تغطي جميع القارات 7، |
der. İşte Afrikalı liderlerin sahip olduğu güç bu, ve işte bu yüzden kıtadaki en çok farkı onlar yaratır. | TED | هذه هي السلطة التي بين أيدي قادة أفريقيا، ولهذا السبب يشكلون معظم الفرق في القارة. |
kıtadaki genç nüfusun işsizlik oranı %15 civarlarında ve istihdam yetersizliği ciddi bir problem. | TED | بطالة الشباب في القارة بحوالي 15 بالمئة والبطالة المقنّعة هي مشكلة خطيرة |
Ve kıtadaki bu nüfus büyümesi üstünde çok fazla diyaloğun kurulmadığı bir konu. | TED | وازدياد الكثافة السكانية هو أمرلا نملك حواراً كافياً حوله في القارة |
Geçen ay, bilim adamları tüm kıtadaki buz oluşum dengesinin eksiye döndüğünü bildirmişlerdir. | TED | أفاد العلماء في الشهر الماضي أن كل القارة الآن في حالة رصيد سالب من الثلج. |
Buna ilave olarak, sanayileşme için ihtiyaç duyacağınız türden insanlardan biri de mühendisler olacak ve kıtadaki mühendis sayısı gerçekten de yetersiz. | TED | بالإضافة إلى ذلك، ما تحتاجه أثناء التحول للصناعة هو مهندس، وهناك نسبة قليلة منهم في القارة. |
Tibet, tüm alt kıtadaki verimliliğinin devamını sağlamaktadır. | Open Subtitles | محرك التبت الذي يجلب الخصوبة لكلّ شبه القارة. |
Seni durumumuz hakkında tekrar düşünmeye, ve kıtadaki konser turunda bana eşlik etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أتمكن من إقناع لك، لإعادة النظر في وضعنا ويرافقني في جولة موسيقية في القارة |
Bu kıtadaki vahşi hayatın... son 50 yılda gördüğü değişim... son iki milyon yıldakinden fazla. | Open Subtitles | الحياة البرية لهذه القارة شهدت المزيد من التغييرات في السنوات ال 50 الماضية مما حدث لها في المليونين الماضيين. |
Sence bu allahın belası kıtadaki kalışımı daha da mı uzatmak istiyorum? | Open Subtitles | اتظنين بأني ارغب ان امدد اقامتي هنا ؟ في هذه القارة البغيضة ؟ |
kıtadaki iç savaşlar azaldı; on yıl önce 12 iç savaş var iken, şimdi üç ila dört iç savaş kaldı. En kötülerinden biri elbette ki Darfur iç savaşı. | TED | الصراعات تقل في القارة ؛ من حوالي 12 صراعا منذ عقد من الزمان ، وصولا الى ثلاثة أو أربعة صراعات ، واحدة من أفظع ، بطبيعة الحال ، دارفور. |
Erebus'un aşağısında, buz denizinin ötesinde, kıtadaki en uzun iki bina bulunmaktadır. | Open Subtitles | عند سفح "إريبس"، خارجاً على الجليد البحري، يقع اثنين من أطول المباني على هذه القارة. |
Onlar, kıtadaki kendi köşelerini... yeniden ağaçlandırma işini üstlenen... sayısız birey ve gruptan biri. | Open Subtitles | فهي مجرد واحدة من عدد لا يحصى مماثلة من الجماعات والأفراد، أخذين على أنفسهم لإعادة تشجير الجزء الخاص بهم من هذه القارة العظيمة. |
Herhalde beş kıtadaki en kötü yatak arkadaşıydım. | Open Subtitles | دوما" كنت الشريك السيء في جولاتي خلال القارات الخمسة |
Sahra Altı Afrika'daki ailelere de bu kararları vermeleri için fırsat verildiğinde, bu karar kıtadaki topluluklarda verimli bir gelişim döngüsünü tetikleyecektir. | TED | عندما تعطي اسر جنوب الصحراء الكبري في افريقيا هذه الفرصه لاتخاذ هذا القرار بنفسهم , انا اعتقد انها سوف تكون شرارة لدورة تنمية فعاله في المجتمعات في جميع القارات . |