Bir şeyin bedelini ödediğinizde onun kıymetini daha iyi bildiğinizi söylerler. | Open Subtitles | يقولون بأنك أولاً تتأكد من قيمة الشيء, ثم تدفع ثمنه |
Singleton zayıf ve güvenilmezdir, ama ödülün kıymetini bilir o. | Open Subtitles | سينجليتونع ضعيف وهو عديم الثقة، لكنّه يعرف قيمة الجائزة. |
Yarın güne başlarken ne giyeceğinizi düşündüğünüzde, umarım bu aşamanın kıymetini bilir ve seçimlerinizin sizi nasıl etkilediğini düşünebilirsiniz. | TED | غداً، عندما تبدأ يومك وتفكر ماذا سترتدي، أتمنى أن تقدر سير ذلك وتفكر بأن اختيارك وكيف سيجعلك تشعر. |
İyi bir adamdı. - kıymetini bilemediniz... | Open Subtitles | أنه رجل جيد أنا أعرف اللاعبين لم نقدر عليه |
Birini kaybedene kadar kıymetini anlayamıyorsun. | Open Subtitles | لن تقدّر أبدا شخصا ما إلا عندما لا يكون موجودا. |
Bugün, daima anımsayacağınız ve üzerine titreyeceğinizi kişinin kıymetini anlama günü. | Open Subtitles | اليوم هو يوم لـ يقدر عندما تنظرون للوراء ، وتعتزون به |
Çok çalışırsın, ilerlersin, aile kurarsın ve çocuklar senin kıymetini bilmezler. | Open Subtitles | c.arabicrlm; تعمل بجد وتتقدم وتكوّن أسرة/c.arabic c.arabicrlm; ولا يقدرك الأبناء. |
Ama gayrı menkullerin kıymetini yükseltiğim zaman gidecekler. | Open Subtitles | ولكن بمجرد أن أرفع قيمة الممتلكات سينتقلون |
Günahlarınızdan pişmanlık duymak ve hayatın kıymetini anlamak için yeterli bir vakit sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه وقت كافي لتتوب عن خطاياك وأن تدرك قيمة الحياة |
Fakat ben anladığımda, yaptıklarının kıymetini gerçekten gördüğümde, yardım etmek zorunda olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | لكنني عندما فهمت، رأيت فعلاً قيمة أفعاله عرفت أنه علي مساعدته |
Bu yemekle kıymetini ne kadar bildiğimi gösteriyorum sana. | Open Subtitles | هذا الغداءِ هو لكي أبين لك كم أنت ذو قيمة عندي. |
Bakın, özel güçlerim yok ama bir hayatın bile kıymetini anlamamı sağlayacak kadar ölüm gördüm. | Open Subtitles | حسناً، أنا لست مميزة، لكنني رأيت ما يكفي من الناس يموتون لأفهم قيمة الحياة. |
O kadar güzel görünmek için çok uğraştı ama millet çabasının kıymetini anlamıyor. | Open Subtitles | لقد عملت بجد ليكون لها هذا الشكل والناس لا تقدر هذا المجهود |
Bazen elindekinin kıymetini bilmek zordur. | Open Subtitles | أحياناً من الصعب أن تقدر الأشياء التي لديكَ |
Kendi ülkesinin onun girişimci ruhunun kıymetini bilmemesinin korkunç birşey olduğunu hissettiğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنه أمر مؤسف كيف أن بلده لم تقدر شغفه الطامح لنشر المشاريع المربحة |
Eğer çok uzun süre birlikte olamayacaksak bile beraber geçirdiğimiz zamanın kıymetini bilmeliyiz. | Open Subtitles | أدركت أنه حتى إذا لم نكن سنبقى سويا لوقت طويل أظن أنه علينا فقط أن نقدر الوقت |
Ayakkabı metaforu esasında empatiyi özetliyor fakat diğer insanların duygularının kıymetini bilmek için kendi duygularınızı anlamlandırmak zorundasınız. | Open Subtitles | الحذاء حرفياً بالأساس يلخص العاطفة لكن من أجل أن نقدر كيف يشعر الآخرين يجب عليك أن تكون قادرً أن تفهم مشاعرك |
Hala yanımızdalarken bizi seven insanların kıymetini bilmeliyiz. | Open Subtitles | نحن فقط... يجب أن نقدر الناس الذين يحبوننا حين أنها لا تزال حولها. |
Güzel bir günün kıymetini bilen bir kızsındır sen kesin. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك فتاة تقدّر يوماً جميلاً |
Ne yazık ki bunun kıymetini bilmiyorsun. | Open Subtitles | من المؤسف أنك لا تقدّر ذلك |
İyi bir koca ve baba, şansının kıymetini bilen biri. | Open Subtitles | زوج و أب طيب الرجل الذي يقدر ثروته جيداً |
Kimse kıymetini bilmiyor, değil mi? | Open Subtitles | لا احد يقدرك ، اليس كذلك ؟ |
Kışlar soğuk olmalı ki, baharın kıymetini daha çok bilelim. | Open Subtitles | فصول الشتاء يجب أن تكون باردة كي تُقدر فضل الربيع |
Bazı insanların müzikal yeteneği daha fazladır diğerlerinin sahip olduğundan fazla müziğin kıymetini bilme yetenekleri vardır. | TED | بعض الأشخاص لديهم قدرات موسيقيّة أفضل بالإضافة إلى قدرة أكبر على تقدير الموسيقى أكثر من الأخرين |
Bunun kıymetini uzun süre sonra anlayacaktır. | Open Subtitles | سوف تقدّره في المدى البعيد |