Olabilir... ama arkadaşım Bay Miller da seni matematikten kalan kız olarak görüyor. | Open Subtitles | ربما لكن صديقي السيد ميلر يراك كفتاة ترسب في مادة حساب التفاضل والتكامل |
Aslında, genç bir kız olarak... bu konferanslardan hoşlanıyor musun diye soracaktım. | Open Subtitles | في الواقع، كنت سأسألك إن كنت قد استمتعت بتلك المحاضرات كفتاة يافعة |
Aklımda gelişen, yaşam dolu bir genç kız olarak yer etmiştiniz. | Open Subtitles | لقد حملتُ ذكراكِ لفترة طويلة جدًا كفتاة صغيرة جميلة في مهدها |
12 yaşındaydı, bir kız olarak yaşıyordu ama dövülüyordu. | TED | كانت بعمر الثانية عشرة كانت تعيش كفتاة كانت تتعرض للضرب |
Bir kız olarak bu kadar küçük ve sıska olması beni şaşırttı. | Open Subtitles | فوجئت بأنّها كانت صغيرة جداً وضعيفة , كالفتاة الصغيرة |
Nicole daha henüz 3 yaşındayken, kendini kız olarak ilan etti. | TED | أكدت نيكول نفسها كفتاة مبكراً في عمر الثالثة |
Hayatınızın her alanını etkiliyor ve bu, ben yanlış bir yerde, kız olarak doğduğum için başıma geldi. | TED | فهي تأثر على كل جوانب حياتك، و هذا حدث لي لأني ولدت كفتاة في المكان الخاطئ. |
Küçük bir çocukken astronot olmak istiyordum ama Kanada'da büyüyen genç bir kız olarak bu benim için mümkün değildi. | TED | أردت أن أكون رائدة فضاء عندما كنت فتاة صغيرة، ولكن لنشأتي في كندا كفتاة شابة، لم يكن ذلك حقا متاحًا بالنسبة لي. |
Seni ne zaman yatabileceğim bir kız olarak düşünsem sadece kusurların gözümün önüne geliyor. | Open Subtitles | وحين أفكّر بكِ كفتاة قد أقيم معها علاقة, كلّ ما أراه هو أخطائكِ. |
Bir kız olarak gittiğimi düşünmedin, değil mi? | Open Subtitles | لم تكوني تعتقدين أني أشارك كفتاة ، أليس كذلك؟ |
- Yani demek istediğim bir kız olarak, bu duymak isteyeceğin bir şey mi? | Open Subtitles | إنت كفتاة ، اعتقد انه امر يهمك أن تسمعيه ؟ |
Bir kız olarak, Seni uyarmak zorunda hissediyorudm kendimi ki muhtemelen, planladığın bu oyunu görecek. | Open Subtitles | كفتاة أشعر أنّه يجب أن تحذّيرك أن خططتك هذه ستكشفها مباشرة. |
Bence basın Blanca'yı kötü kız olarak göstermek istiyor. | Open Subtitles | حسنا, أظن بأن الصحافة تحب أن تشير لبلانكا كفتاة سيئة |
Beni küçük bir kız olarak gördüğünü biliyorum ama küçük değilim ve hiç olmadım. | Open Subtitles | أعلم بأنك تراني كفتاة صغيرة لكني لست كذلك، ولم أكن كذلك مطلقاً |
Bence ne iş yaptığımı bilmiyor ama beni iyi bir kız olarak görüyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعرف ما أمارسه، على وجه اليقين، بدوت له كفتاة رائعة. |
Bu güne kadar yaşadığımız aşkta beni hep iyi kız olarak gördün. | Open Subtitles | ،بما أنّنا أعلنّا حبّنا لبعض أصبحت تراني كفتاة صالحة |
Beni bir daha o kültürlü seksi kız olarak görebilecek miydi? | Open Subtitles | هل سيتمكن من رؤيتي كفتاة متطورة و مثيرة مرة أخرى؟ |
Bunu bir düşüneyim, çünkü belki bu beni ikna eder ve üniversiteye süper iyi kız olarak başlarım. | Open Subtitles | دعني أفكر في هذا لأنه ربما يقنعني لتغيير أساليبي وأذهب إلى الجامعة كفتاة لطيفة جداً. |
30'larının sonlarındayken şişman bir kız olarak New York'ta randevulaşmayı gör bir de. | Open Subtitles | ولكن حاول التعارف في نيويورك في وقت متاخر 30 ثانية كالفتاة السمينة |
Erkek arkadaşın ölmüş gibi yapıyor ve kocaman bir kız olarak geri dönüyor. | Open Subtitles | صديقك يلفّق موته ويعود في هيئة فتاة كبيرة |
İtiraf ediyorum Genç bir kız olarak maddi nedenlerle benimle evlenemeyen bir adamı sevdim. | Open Subtitles | أنا أعترفُ بأني كفتاةٍ شابة أحببتُ رجلا و الذي لَم يتزوجني لِرَغبَةٍ بمهرٍ |
Belki herkesin beni küçük kız olarak görmesinden bıkmışımdır. | Open Subtitles | ربما انا مرهقه من الجميع لأعقادهم اني فتاة صغيره |