"kaçmıştım" - Traduction Turc en Arabe

• هربت
• هربتُ

Senin yaşlarındayken tatile çıkmıştım. Genç bir çobana kaçmıştım.
عندما كنت بمثل عمرك هربت مع ولد بالمزرعة

12 yaşındayken kaçmıştım. Arkama dönüp bakmadım bile.
هربت عندما كنت في الثانية عشري و لن أنظر للخلف أبدا

On yaşımdayken ondan kaçmıştım. Hatırlıyorum.
.لقد هربت من مواجهته عندما كنت بسن العاشرة .اتذكر ذلك

Ben en azından kaçmıştım. Sen denemiyorsun bile.
على الأقل أنا هربتُ وأنتِ لم تحاولي الهرب حتّى

- Jasmine teyzeniz sevmişti. Ben kaçabildiğim kadar hızlı bir şekilde kaçmıştım.
لكنني قد هربتُ من المنزل بأسرع ما يُمكنني.

- Hayır efendim, aslına bakarsanız bizler süt kardeşiz. - Evet. Ben yetimhaneden kaçmıştım ve...
لا , نحن اخوان فى الرضاعة وأنا هربت من ملجأ الأيتام

Evet, annem hemşire olacağımı düşünürdü... çünkü, uh, 13 yaşımdayken bir rahibe manastrına kaçmıştım.
نعم امى كانت تظن اننى ساكون راهبة لاننى هربت الى الدير عندما كنت فى الثالثة عشرة من عمرى

Beş hafta kadar önce ben de sizin gibi, bir bohçayla babamdan Pskov'a kaçmıştım.
منذ خمسة أسابيع كنت مثلك تماما هربت من والدي إلى بسكوف, بصحبة صُرّة لا غير

Ben bir keresinde bir kızla olmak için kaçmıştım.
حتى هربت إلى أن مع هذه الفتاة مرة واحدة.

Göremeyeceğim kadar karanlıktı ve deliler gibi kaçmıştım.
كان المكان مظلمًا جدًّا بحيث لم أرَ ما بالأسفل لكنّي هربت من هناك بسرعة بالغة، أتعلمين ما فعله أبي؟

Eğer çocuğum olmasaydı şimdiye kadar çoktan buradan kaçmıştım.
لو لم يكن لدي أطفال كنت هربت بعيدا منذ أمد طويل

Üretildiğim laboratuvardan yeni kaçmıştım, ve biz bu daryoldaydık.
إذ هربت من المختبر حيث المكان الذي تم أنشائي فيه وكنا أيضاً في هذا الممر

16 yaşındayken evden kaçmıştım.
لقد هربت من المنزل عندما كنت في 16من عمري

Oraya ilk gittiğimde onunla tüm kalbimle farklı düşünmem gerekiyordu çünkü kelimenin tam anlamıyla ilk 4 günde 5 kere okuldan kaçmıştım zaten.
كان علي أن أخالفها الرأي بكل إخلاص عندما حضرت للمرة الأولى هناك، لأنه حرفيًا في الأيام الأربعة الأولى، كُنت قد هربت خمس مرات من هذه المدرسة.

"Daha önce de kaçmıştım ama böyle bir şeye hiç karışmamıştım.
"لقد هربت سابقاً، لكنني لم أتورط أبداً بأي شيء من هذا القبيل.

O zaman kaçmıştım ben ondan sonra hiç gelmedim.
لهذا أنا هربت . و لم أعـد بعدها

Bir kez kaçmıştım, uzaklara gitmeye çalıştım. Gereğinden fazla gururlu olduğumu düşünüyorlar, ya da...
لقد هربت مرة، لأبتعد عن هنا ...ظنوا أني فخورة بهذا أو

Ekibin bildiği gibi, Federallerin baskınından kaçmıştım.
بقدر ما يعرف الطاقم، فقد هربتُ عندما اقتحم الفيدراليّين المكان.

Daha önce burada yemek yiyip kaçmıştım. Yaklaşık 7 sene önce.
هربتُ دون أن أدفع الفاتورة منذ سبع سنواتٍ مضت.

Sana gelirsek, ben garaja kaçmıştım. Sense şehirden ayrıldın.
لعلمك، لقد هربتُ إلى المرآب، أنتَ غادرتَ المقاطعة