| kağıt gibi, çok esnek bir malzemeden yapılmış olmalarına rağmen dayanırlar, bozulmazlar. | TED | وهي تدوم طويلاً، على الرغم من أنهم صممت من مادة مرنة، مثل الورق. |
| Yani sıfır voltajda, madde uyumlu. kağıt gibi gevşek. | TED | حتى تحت جهد كهربي صفر فالمواد غير متوافقة إنها مرنة مثل الورق |
| Daha fazla hokey topu gibi görünen ıslak kağıt gibi tat veren işlenmiş tavuk yemeyeceksin. | Open Subtitles | لا مزيد من الدجاج المُجهَز الذى يشبه قرص الهوكى و طعمه مثل الورق الرطب |
| Ama tabancalar yararsızdı ve ellerindeki bıçaklar ağları kağıt gibi kesiyordu. | Open Subtitles | العصي كانت عديمة الفائدة وتلك الأنصال مزقت شباكنا كالورق |
| Kulak misafiri olmak istemedim, ama duvarlar kağıt gibi ince. | Open Subtitles | لا اعني التصنت ، ولكن الجدران هنا رقيقه كالورق |
| Veya büyükannemin elleri ve derisinin görünüşü... bir kağıt gibi gözüküyor. | Open Subtitles | أو أيدي جدتي واحساسى ببشرتها... بدا مثل الورقة. |
| Tanrım, onun teni tamamen siyahtı ve kağıt gibi pul pul dökülüyordu. | Open Subtitles | يا الله، بشرته، كانت كلها سوداء و تتساقط مثل الورق |
| O metalleri kağıt gibi yırttım. | Open Subtitles | لقد مزقت تلك الأسلاك الحديدية مثل الورق |
| Çok garip. O metalleri kağıt gibi yırttım | Open Subtitles | لقد مزقت تلك الأسلاك الحديدية مثل الورق |
| Bir kağıt gibi lime lime edilmişti. | Open Subtitles | كانتْ ممزّقة مثل الورق... |
| Kurşun geçirmez yeleği bir kağıt gibi paramparça edebilir. | Open Subtitles | تستعمل فقط في التسليح العسكري وتخترق السترة المضادة للرصاص كالورق |
| Tadı kağıt gibi. | Open Subtitles | لذا, طعمه يبدو كالورق. |
| - kağıt gibi. | Open Subtitles | كالورق! |
| Dün gece yine geldi ve beni kağıt gibi yırttı. | Open Subtitles | لقد عاد بالامس و مزقني مثل الورقة. |