Ekmeğin kabuğundan nefret ederim, ayrıca kuşlar da sinirimi bozar. | Open Subtitles | أنا لا أحب القشرة على خبزي والطيور تجعلني متوتراً المعذره. |
Tek yapacağımız onu kabuğundan çıkarmak. | Open Subtitles | كلّ ما يجب أن نفعله هو أن نخرج البزاقة خارج صدفته |
Batı hint adalarının yakınındaki harika... bir deniz yaratığının kabuğundan yapıldı. | Open Subtitles | لقد صنع من قشور كائن بحرى فى جزيرة بعيده فى الهند |
Yöre halkı çok önceleri yapmışlar ve eğer bu ağacın kabuğundan çiğnerlerse, bunun diş ağrısına iyi geldiğine inanırlarmış. | Open Subtitles | القرويون وضعوها هُناك منذُ عهد بعيد، ويظنون إذا مضغوا قطعة من لحاء الشجرة، سوف يشفى ألم الأسنان. |
baban benden seni biraz kabuğundan çıkarmamı istedi. | Open Subtitles | أباك يريد منى أن أخرجك من قوقعتك |
Ama futbol takımına katılınca kabuğundan çıkmaya başladı. | Open Subtitles | لكن منذ انضمامه لفريق كرة القدم بدأ يخرج من قوقعته انه مندفع اكثر |
Bir kaplumbağa kabuğundan dışarı sürünerek gibisin. | Open Subtitles | انت تبدو مثل سلحفاه زحفت خارج قوقعتها. |
Bu en çok dış katmandan veya beyin kabuğundan görünür. | TED | وهذا التقسيم أكثر وضوحاً في الطبقة الخارجية، أو القشرة. |
Dünya'nın kabuğundan püsküren eriyik kaya, 100 kilometre boyunca bu kalderayı doldurarak bugünlerde bir göl haline gelmiştir. | Open Subtitles | الصخور الذائبة التي خرجت من القشرة الأرضية خلفت هذا الانهيار لمسافة 100 كيلومتر |
kabuğundan, lütfen. | Open Subtitles | ازيلي القشرة ، رجاءُ |
kabuğundan çıkmıştı da, benim anlamayacağımı sanarak onu içeri tıkıştırmıştın. | Open Subtitles | وانتهى به الأمر خارج صدفته وأعدتَه إلى الداخل وظننتَني لن ألاحظ؟ |
Hepimiz onun kabuğundan biraz çıkmasını dört gözle bekliyoruz. | Open Subtitles | كلنا نتطلع إلى خروجه من صدفته قليلاً |
Şimdi de kabuğundan dışarı bakıyor, şey gibi... | Open Subtitles | و الآن هو يتلصص خارج صدفته مثل مممم |
Jojoba yağı kullanıyorum, jojoba kabuğundan yaptığım saksımın içindeki organik jojoba tohumlarıyla yaptığım jojoba'ları sıkarak. | Open Subtitles | أستعمل زيت الجوجوبا ذلك أعصُره بيدي من بذور الجوجوبا العضوية ذلك أزرعهُ في حوض شجرة بنيتها من قشور الجوجوبا |
Ağaç kabuğundan ve diğer besinlerden sıkılırlarsa daha ılık ve alçak olan yerlere gidebilirler. | Open Subtitles | إذا تعبوا من قشور الأشجار و طعام البقاء الأخر... فبإمكانهم أن يهبطوا إلي مرتفاعات أدفأ... ... |
Mısır kabuğundan herkese oyuncak bebek yapıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول صنع دمى من قشور الذرة للجميع |
Ağaç kabuğundan başka yiyecek hiçbir şeyimiz yok. | Open Subtitles | ما كان لدينا شيء غير لحاء الشجرة لنأكله. |
Ağaç kabuğundan "enchilada" yapmaya çalıştım. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أصنع كعكة من لحاء الأشجار |
- Sen oldun olası öyleydin, Ken. Ben sadece seni kabuğundan çıkardım. | Open Subtitles | لقد أخرجتك من قوقعتك فحسب |
Yavaşça kabuğundan sıyrılacak. Can atıyor. | Open Subtitles | ،هو سيخرج من قوقعته ببطء سيفعل ذلك لا محالة |
Onun cesaretlendirilmeye ihtiyacı var. kabuğundan çıkmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | تحتاج للتشجيع تحتاج للخروج من قوقعتها |