Ama iş aşka gelince, hikâyenin kısa versiyonunu kabul etmeye çok hevesliyiz. | TED | ولكن عندما يتعلق الأمر بالحب، أظن بأننا على استعداد لقبول النسخة القصيرة من القصة. |
Bu teknoloji konusunda oldukça şanslıyım: birden herkes hazırdı, tüm dünya bunu kabul etmeye hazır. | TED | لقد كنت محظوظا حقا مع هذه التكنولوجيا فوجئ الجميع أن هذا الأمر تم والعالم على استعداد لقبول ذلك |
Unutma istatistiklere göre jüri heyeti öğrenciyi okula kabul etmeye meyilliyse sadece tek bir soru sorarmış. | Open Subtitles | الآن، تذكري.. الإحصائيات توضح لو أن اللجنة مائلة لقبول طلب الإلتحاق سيسألون فقط سؤال واحد. |
Bizim türümüzde, erk sahibi erkekler gerçekliği tanımlar ve diğer herkesi bu gerçekliği kabul etmeye ve kurallara uymaya zorlarlar. | TED | في جنسنا البشري، الرجل الألفا هو الذي يقرر واقعنا ويأمر البقية لتقبل الواقع واتباع القوانين. |
Onları kaderin emrini ve düzeni kabul etmeye ve Tanrılara güvenmeye... ikna edeceksin! | Open Subtitles | سيكون عليك إقناعهم بقبول قدرهم و أن يثقوا بالآلهة |
Terfii kabul etmeye karar verdim, eğer çok geç kalmadıysam. | Open Subtitles | لقد قررت أن أقبل النقل إن لم يكن الوقت قد تأخر على ذلك |
Ve yine bir şef videosu koydum, katılımları kabul etmeye başladık. | TED | و مجددا نشرت فيديو قيادة وبدأنا قبول الطلبات. |
Belki nihayet benim de sana karşı hala hislerim olduğunu kabul etmeye hazırımdır. | Open Subtitles | وربّما أنا مستعدة لأن أعترف أنّي أكنّ لكَ مشاعر أيضًا. |
Yedi saat ve atılan kağıtlardan sonra eve geldim, ne kadar aptal olduğumu kabul etmeye hazırdım. | Open Subtitles | بعد سبع ساعات و كمية كبيرة من فناجين القهوة باللبن عدت للمنزل مستعدة للاعتراف كم كنت سخيفة |
Balboa, Tommy'nin meydan okumasını kabul etmeye hazır mısın? | Open Subtitles | روكى بالبوا ،هل أنت مستعد لقبول تحدى طومى غن؟ |
Bildiğim gerçek yüzünden tuttuğum söz yüzünden kabul etmeye hazır olduğum ihtiyaçlar yüzünden toplum dışına itiliyorum. | Open Subtitles | لأن الحقيقة أنني أعرف الوعد الذي قطعته للضرورات التي أحضرها لقبول جعلي منبوذاً |
Bu nişanı kabul etmeye hazır değilsin ve bu yüzden bunları yapıyorsun? | Open Subtitles | أنت غير مستعد لقبول المشاركة ولهذا السبب أنت تفعل ذلك؟ |
PlatacoStillman'nun 50 milyonunu kabul etmeye niyetliydin. | Open Subtitles | قبل نهاية دوام العمل اليوم كنتم على استعداد لقبول 50 مليوناً من بلاتاكوستيلمان |
Benimle gelmeye davet ederdim ama ikimiz de henüz teklifimi kabul etmeye hazır olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | كنتُ لأدعوكِ للمجيء معي، لكن كلانا يعلم أنّكِ لستِ مستعدة لقبول عرضي. |
Hank'in patronu kabul etmeye meyilliydi zaten ama Hank daha fazlasını istedi. | Open Subtitles | مدير هانك كان يميل لقبول ذلك ولكن هانك أراد المزيد |
Bunu kabul etmeye hazır. | Open Subtitles | ليس فتاً سيئاً، إنه مختلف وحسب، وهو مستعد لتقبل هذا |
Karım Helena yaşlandığını kabullenmeye başlayınca bu saçmalığı kabul etmeye hazır olmadığımı fark ettim. | Open Subtitles | ما حصل انه زوجتي هيلين قد سمحت لنفسها ان تصبح عجوزاً و انا لم اكن مستعداً لتقبل تلك اللامنطقية |
Bernard ve ben, Avustralya'daki görevi kabul etmeye karar verdik. | Open Subtitles | انا و برنارد قررنا بقبول المهمه لأستراليا |
Öğrencilerin olağanüstü desteği sebebiyle isteklerini kabul etmeye karar verdim ve yazıma gelen histerik tepkiler hakkında herkesin önünde konuşacağım. | Open Subtitles | وبسبب الدعم العظيم الذي قدمه لي التلاميذ قررت أن أقبل دعوتهم وسأتحدث بشكل علني عن ردود الفعل الهستيرية |
Yaşlandıkça, gerçekten bir feminist olduğumu kabul etmeye başladım ve gururluydum da. | TED | وعندما كبرتُ، بدأت قبول أني مناصرة فعلًا للنساء، ومناصرة فخورة. |
Belki nihayet sana karşı hâlâ hislerim olduğunu kabul etmeye hazırımdır. | Open Subtitles | ." ربّما أنا مستعدة لأن أعترف أنّي مازلت أكنّ لكَ مشاعر أيضًا. |
Siz ikiniz hatalı olduğunuzu kabul etmeye hazır mısınız artık? | Open Subtitles | ألستما مستعدّان بعد للاعتراف بأنّكما كنتما مخطئين؟ معذرةً؟ |
Ned'in hareketinin, duygularınızı derinden etkilediğini biliyorum, ama bunu kabul etmeye utanıyorsunuz. | Open Subtitles | أعلم أنك تأثرت بعمق "من تصرف "نيد لكنك تخجل من الإعتراف بذلك |
İstifanı kabul etmeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد قرّرتُ قبولَ استقالتك |
Durumu yanlış değerlendirdiğimi kabul etmeye razıyım. | Open Subtitles | أنا على إستعداد للإعتراف بأني أسأت تقدير الحالة. |
Bunun ciddi bir şey olduğunu kabul etmeye ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن الاعتراف انك ارتكبت خطأ |