Öğrencileri bu kadar erken sahaya götürmek... senin o kötü fikirlerinden birine benziyor. | Open Subtitles | أخذ الطلاب إلى مجال العمل يعتبر مبكراً جدا كل هذا بسبب أفكارك الرديئة |
Bu günlerde havanın ne kadar erken karardığını farkettin mi? | Open Subtitles | لقد لاحظتي بأن الظلام قد جاء مبكراً كثيراً هذه الأيام؟ |
Burada sona ermesini ummuştum, ama bu kadar erken değil. | Open Subtitles | لقد تمنَّيت أن أكون هنا بالأعلى، ولكن ليس بهذه السرعة |
En son ne zaman bu kadar erken bir toplantı yaptı? | Open Subtitles | متى كانت اخر مرة دعا لاجتماع فى هذا الوقت المبكر ؟ |
Tabiki, ama sabah erkenden kalkmak zorundayız. Ne kadar erken? Sabah oldu kalk. | Open Subtitles | طبعاً ولكننا سنضطر الى الاستيقاظ باكراً جداً في أية ساعة؟ استيقض وتحرك ارفع يديك أيها المغفل |
Bebeğim doğmadan önce, sadece gençliğimde bu kadar erken kalkardım o da hala bir önceki geceden uyanık olmamdan olurdu. | Open Subtitles | قبل أن أضع طفلي فالمرة الوحيدة التي أستيقظت فيها مبكراً هكذا كان في سن العشرينات حينما أكون لازلت لم أنم |
Sizin bu kadar erken yatacağınızı düşünmemiştim, kızlar. | Open Subtitles | لم أظن أنكما يا فتيات سوف تخلدان للنوم مبكراً هكذا |
Bence, insanlar o kadar erken geleceklerse aperatif birşeyler hazırlamamamız gerek. | Open Subtitles | بما أن المدعوين سيأتون مبكراً فيجب أن نقدّم بعض المقبلات |
Bu kadar erken evlenme teklifi etmek istediğinizden emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكد بأنّك تريد فِعلُ هذا بهذه السرعة ؟ |
Artı, babamla birlikte bu kadar erken işe dönmekten beni vazgeçireceğinizi düşündüm. | Open Subtitles | كما أنّي ظننتك أنت ووالدي ستحاولان إثنائي عن العودة للعمل بهذه السرعة. |
Hayal ediyorum herhalde. Bu kadar erken dönmemeliydim buraya. | Open Subtitles | من المحتمل أن يكون كل هذا خياليا فقط لم يكن عليه أن يعود بهذه السرعة |
Soruşturmayı yaparken bu kadar erken safhada eleme ve odaklanma işlemlerini yapmayız. | Open Subtitles | للمصباح بما فيها عدم وجود السبب لن نضيع تركيزنا بهذا الوقت المبكر |
Uzun zamandır bu kadar erken kalkmadım. | Open Subtitles | لما أنهض بهذا الوقت المبكر منذ فترة طويلة. |
O zaman niye bu kadar erken kalktık. | Open Subtitles | لمّ كان علينا الاستيقاظ باكراً الى هذا الحد؟ |
Sohbetimize ne kadar erken başlarsak o kadar iyi olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | فإني أتصور كلما أسرعت و احصل على نقاش صغير بعيدا ذلك أفضل |
Bu kadar erken geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أقدر مجيئك في في وقت مبكر جدا هذا الصباح |
Serena. Kampüste bu kadar erken saatte ne yapıyorsun? | Open Subtitles | سيرينا ، مالذي تفعلينه مبكرًا في الجامعة ؟ |
Çok yakınmış, ne kadar erken, o kadar iyi. | Open Subtitles | أوه، فهو وشيك إذن. خير البر عاجله |
Kariyerinde bu kadar erken sana bir laboratuvar verilmesinin biraz tuhaf olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | يَجِبُ عليك أن تَعترفي بأنه غير عادي إلى حدٍّ ما كي يعرض عليك مختبرك الخاص في مهنتك بشكل مبكرا جدا |
Hayvanları ne kadar erken çıkartırsak kokuları da o kadar çabuk kaybolur. | Open Subtitles | لذا كلما أسرعنا في إخراج الحيوانات كلما تخلصنا من رائحتها بشكل أسرع |
Bu pisliği ne kadar erken bulursak, o kadar erken seni başka bir davaya atayabilirim. | Open Subtitles | كلّما أسرعنا في القبض على المجرم كلما أسرعت في في ترقِيَتك |
Neden bu kadar erken saatte insanları rahatsız ediyorlar? | Open Subtitles | لماذا يقومون بإزعاج النّاس في مثل هذا الوقت الباكر ؟ |
Bu kadar erken uyanacağını tahmin etmedi sanırım. | Open Subtitles | هي لَمْ تُعتقد بأنّك كُنْتَ ستَستيقظُ بهذا السرعة |
- Belki de arkadaşlarınızı aramalı ve onlara bu kadar erken ayrılmamaları gerektiğini söylemelisiniz.. | Open Subtitles | --ربما كنت ترغب في دعوة أصدقائك وأقول لهم أن لا تترك تماما حتى وقت قريب. |
Bu şeyi ne kadar erken yamarsak, o kadar erken eve dönebiliriz. | Open Subtitles | كلما اسرعنا فى تصليح هذة كلما اسرعنا فى العودة الى الارض |