"kadar zamanım" - Traduction Turc en Arabe

    • كل الوقت
        
    • كم بقي
        
    • لدى الوقت
        
    • لدى وقت
        
    • كم لدي من الوقت
        
    • النوع من الوقت
        
    Dünya kadar zamanım var. Benim var, ama senin yok. Open Subtitles لديّ كل الوقت في الدنيا لا تملكه أنت، ولكن أنا أفعل
    -Benim dünya kadar zamanım var. Kullanmamız gerektiğinden değil. Open Subtitles لدي كل الوقت في هذا العالم بخلاف ذلك يجب أن نستفيد منه
    İstediğim kadar zamanım var. Open Subtitles عندي كل الوقت الذي يكفي للإجابة علي أسئلتك
    Ne kadar zamanım kaldı? Open Subtitles كم بقي لدي من الوقت ؟
    Ne kadar zamanım var? Open Subtitles كم بقي لدي من وقت ؟
    Yüzbaşı, bu kadar zamanım yok. Bomba nereden gelmiş? Open Subtitles كابتن؛ أنا ليس لدى الوقت لهذا من أين جاءت هذه القنبلة ؟
    Bunun çılgınca olduğunu biliyorum. Bunu şimdi sana açıklayacak kadar zamanım yok. Open Subtitles أعلم أن الأمر جنونى لكن ليس لدى وقت لكى أشرح لك الأن
    Herkese teşekkürler. Havaalanına gitmeden önce ne kadar zamanım var? Open Subtitles شكراً لكم جميعاً كم لدي من الوقت كي أكون في المطار؟
    - O kadar zamanım yok. - Onların planı da bu. Open Subtitles أنا فقط ليس لدي ذلك النوع من الوقت - تلك خطتهم -
    Eğer programım iyi giderse istediğim kadar zamanım olacak. Open Subtitles انه لو نجح برنامجي التلفزيوني فسيكون لدي كل الوقت في العالم لاقضيه معك و معك
    Şimdiyse dünya kadar zamanım var ama harcayacak yeterli param yok. Open Subtitles الآن لقد حصلت على كل الوقت في العالم وليس ما يكفي من المال للانفاق.
    Bu brifingi doğru anladıysam istemediğim kadar zamanım var. Open Subtitles إذا ما كنت أفهم الإجتماع فلدي كل الوقت المتاح بالعالم
    İstediğim kadar zamanım var. Open Subtitles أنا لدى كل الوقت الذى أحتاجه.
    Umarım dondurmayı almışsındır çünkü ancak bunu hazırlayacak kadar zamanım var. Open Subtitles لأني قضيت كل الوقت في التحضير
    Ne kadar zamanım kalmış? Open Subtitles كم بقي لدي من وقت؟
    Ok beni neredeyse sıyırdı. Ne kadar zamanım var? Open Subtitles -بالكاد خدشني السهم، كم بقي أمامي؟
    - Atlatacak kadar zamanım oldu. Open Subtitles كان لدى الوقت الكافى لتخطى ذلك
    Anne, otobüsü bizim için durdurur musun? Otobüse yetişemezse, okula yetiştirecek kadar zamanım yok. Open Subtitles ليس لدى وقت لتوصيلها اذا لم تفعل ذلك
    Peki ya, Masuku'yu çıkartmak için ne kadar zamanım kaldı? Open Subtitles اذا كم لدي من الوقت لاطلاق سراح ماسوكو؟
    Benim de o kadar zamanım yok. Open Subtitles وأنا لم أحصل على ذلك النوع من الوقت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus