kafamın içinde olmuş ya da olmamış, bir fark yok. | Open Subtitles | سواء كانت في رأسي أو لا، هذا لا يحدث فرقا |
Evet, onlar bazen konuşuyor ve ben kafamın içinde seslerini duyuyorum. | Open Subtitles | . . أجل، يتحدثون، و أنا أحياناً أسمع أصواتهم في رأسي |
Valium aldım. kafamın içinde ufak bir veda partisi veriyorum. | Open Subtitles | لقد تناولت دواءً مهدئاً حتى يخفف ألم الصداع في رأسي |
Benim düşüncelerimi benden önce biliyormuşçasına sanki kafamın içinde bir yerde konuşmadan, bir gün bana ihtiyacı olacağını söyledi. | Open Subtitles | كأنه كان يعرف ما أفكر به قبلي. كأنه كان داخل رأسي. وأوضح دون أن يتكلّم، أنه سيحتاجني ذات يوم. |
Kafamda sesler dolaşıyor, Doktor. kafamın içinde sürekli bir ses var. | Open Subtitles | ضوضاء بداخل رأسي يا دكتور ضوضاء مستمرة بداخل رأسي |
- Hep sabah vardı kafamın içinde Benim küçük kuzum | Open Subtitles | ستكونين أنت دائماً الصباح المشرق في عقلي , يا حملي الوديع , يا محبوبتي |
Kendime, hepsinin kafamın içinde olduğunu söyledim davayla olan duygusal bağlantımın ortaya çıkardığı bir sanrı olduğunu. | Open Subtitles | أخبرت نفسي بأن كل هذا كان برأسي, هلوسة صنعتها العلاقة العاطفيّة للقضيّة. |
Çünkü şuan kafamın içinde dönüp duran girdap, ...benim ödümü koparıyor. | Open Subtitles | لأن الذي حصل يدور في رأسي الآن إنه يفزعني حتى الموت |
kafamın içinde olan bitenleri yansıtıyor. Rahatladıkça | TED | أصبح مؤشر لم يدور في رأسي. كلما كنت مسترخية، |
Adamın kim olduğunun bir önemi yok, önemli olan kafamın içinde tekrarlayan o cümle: "Sonuna kadar desteye dokunmayacağım." | TED | لا يهم من كان الرجل كل ما يهم أن الجملة كانت تتكرر في رأسي: "لن ألمس الورق حتى النهاية" |
TED' de bulunmanın ilginç yanlarından biri de şu: Ben daha çok bedenimin içinde yaşıyorum, artık pek fazla kafamın içinde yaşamıyorum. | TED | حول التواجد في مؤتمر تيد ، والشئ المثير للغاية هو اني أعيش في جسدي كثيرا ، و اني لا اعيش في رأسي كثيرا |
On yıldır gördüğüm yanan köyler... kafamın içinde alev almaya başlıyor. | Open Subtitles | كل القرى المحروقة التي رأيتها في العشر سنوات السابقة صورتها تبدأ تلتهب في رأسي |
Tek problemim, babamın sesini halen kafamın içinde duyuyor olmamdı. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة هي أني ما زلت أسمع صوت أبي في رأسي |
- Yanıma gelme. * kafamın içinde, beni dinliyor... | Open Subtitles | ـ لا تقتربي مني ـ إنكِ تستمعي لما يدور في رأسي عن بعد ـ |
Duydunuz mu ? Jerry Garcia kafamın içinde sanki. | Open Subtitles | كأن جيري جارسيا داخل رأسي هل أصبت بالجنون؟ |
- Niye? - kafamın içinde sanki Jamaikalıymış gibi geldi. | Open Subtitles | لا أعلم لكن سمعت صوت داخل رأسي يقول لي أن أخبره أنه جاميكي |
kafamın içinde uzunca bir düşünmeden sonra sizlere evimize barış getirdiğiniz için teşekkür etmeye karar verdim. | Open Subtitles | بعد الأفكار العميقة والكثيرة داخل رأسي قرّرت شكرك لجلب السلام إلى وطننا |
kafamın içinde gezinmeni istemiyorum, dostum. Alınma. | Open Subtitles | لا أريدك أن تعبث بداخل رأسي يا رجل لا أقصد الإهانة |
kafamın içinde olanlar hakkında öylece her psikiyatrist ile konuşamam. | Open Subtitles | لا أستطيع التحدث إلى أي طبيب نفسي آخر بشأن ما يعتمل في عقلي |
Adamım, şu anda kafanın içinde olmaktan nefret ederdim. Evet, ben de şu an kafamın içinde olmak istemiyorum. | Open Subtitles | يا رجل، كنت لأكره أن أكون برأسك الآن - نعم، أنا أيضاً لا أريد أن أكون برأسي الآن - |
Beş dakika sonra kafamın içinde olacaksın. | Open Subtitles | لا فائدة من ذلك سوف تكونين داخل عقلي بعد 5 دقائق |
kafamın içinde tuhaf, lıkır lıkır bir ses olur. | Open Subtitles | لاني املك ذاك الغريب،انت تعلم صوت خرير و هسهسة في راسي |
- Ben sadece kafamın içinde bunu anlamaya çalışıyorum Sizi anlıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أطرح الموضوع لأني لم أجد تفسيراَ له في ذهني |
Yani bunun sadece kafamın içinde olduğunu düşünüyorsan bile? | Open Subtitles | أعنى , حتى لو إعتقدتى أن كل هذا فى رأسى فى عقلى ؟ |
Bunlar kafamın içinde olsada.. | Open Subtitles | حتى لو كان هذا الامر فقط يحدث بداخل راسي |
kafamın içinde bunlar hakkında çok fazla şey var. | Open Subtitles | ما بداخل عقلي لديه ملايين الأشياء عن هذا |
İlk önce kafamın içinde, bir gazoz köpürüyor sandım. | Open Subtitles | في البداية أحسست كأنه شراب الزنجبيل في جمجمتي |