"kalabalıktaki" - Traduction Turc en Arabe

    • الجمهور
        
    • الحشد
        
    • حشد من
        
    Kalabalıktaki biri Olabilir tanıman gereken kişi Open Subtitles أحدٌ ما في الجمهور قد يكون مَن عليكِ معرفته
    Kalabalıktaki biri Götürebilir istediğin yere seni Open Subtitles أحدٌ ما في الجمهور قد يأخذكِ إلى حيث تريدين
    Kalabalıktaki o kişi Gördüğün tek şey mi? Open Subtitles أهناك شخصٌ ما في الجمهور أنتِ الشخص الوحيد الذي يراه؟
    O da Kalabalıktaki kimsenin net bir görüntüsünü çekemeyeceği kadar yüksekteydi. Open Subtitles وقد كان عاليًا كفاية بحيث لم يتمكّن أحد من الحشد بأخذ صورة واضحة له.
    Eğer sevgili kardeşinin o Kalabalıktaki diğer yüzsün adamlardan biri olduğunu düşünüyorsan hiçbir şey bilmiyorsun demektir. Open Subtitles اذا كنت تعتقدين بأن أخاك كان مجرد شاب مجهول الهوية في ذلك الحشد فلا تعرفين شيئا
    Kalabalıktaki biri Olabilir tanıman gereken kişi Open Subtitles أحدٌ ما في الجمهور قد يكون مَن عليكِ معرفته
    Kalabalıktaki biri Götürebilir istediğin yere seni Open Subtitles أحدٌ ما في الجمهور قد يأخذكِ إلى حيث تريدين
    Kalabalıktaki birisi telefona çekmiş ve internete yüklemiş. Open Subtitles أحدٌ من الجمهور التقطه ووضعه في الانترنت.
    Kalabalıktaki biri Olabilir tanıman gereken kişi Open Subtitles أحدٌ ما في الجمهور قد يكون مَن عليكِ معرفته
    Kalabalıktaki biri Götürebilir istediğin yere seni Open Subtitles أحدٌ ما في الجمهور قد يأخذكِ إلى حيث تريدين
    Kalabalıktaki o kişi Gördüğün tek şey mi? Open Subtitles أهناك شخصٌ ما في الجمهور أنتِ الشخص الوحيد الذي يراه؟
    Kalabalıktaki biri Olabilir tanıman gereken kişi Open Subtitles أحدٌ ما في الجمهور قد يكون مَن عليكِ معرفته
    Kalabalıktaki biri Götürebilir istediğin yere seni Open Subtitles أحدٌ ما في الجمهور قد يأخذكِ إلى حيث تريدين
    Kalabalıktaki o kişiyi Open Subtitles عن هذا الشخص في الجمهور
    Kalabalıktaki gözlüklü tetikçiyi tarif eden adam ve çocuk gördükleri silahın buna benzediğine inanıyor. Open Subtitles الرجل والصبي اللذان وصفا المسلح بالنظارة الطبية في الحشد يعتقدان أنّ هذا يشبه السلاح الذي رأوه
    Bu yüzden Weidmann sabah 4.30'da idam edilmişti, yani bir Haziran sabahında fotoğraf çekmeye yetecek kadar ışık vardı ve Kalabalıktaki izleyicilerden biri, otoritelerden habersizce olayı filme kaydetti. TED بالتالي تم إعدام ويدمان عند الساعة 4 ونصف صباحا، وكان ذلك صبيحة يوم من أيام يونيو، كان هناك ما يكفي من الضوء لالتقاط صور فوتوغرافية، وقام متفرج في الحشد بتصوير الحدث، بدون علم السلطات.
    Düşlerinin, onlara bu kadar yaklaşmışken... Kalabalıktaki bir yabancı gibi yanından geçmesi gibiydi. Open Subtitles كان يشبه الإقتراب لهذا الحد إلي أحلامك... ثم تراهم يُبعدوك عن أحلامك... ، مثل غريبٌ في الحشد.
    Kalabalıktaki biri Olabilir tanıman gereken kişi Open Subtitles شخص ما في الحشد قد " "يكون الذي عليكِ معرفته
    Kalabalıktaki biri Götürebilir istediğin yere seni Open Subtitles شخص ما في الحشد قد يأخذكِ" "إلى أين تريدين الذهاب"
    Kalabalıktaki o kişi Gördüğün tek şey mi? Open Subtitles هل شخص ما في الحشد هو" "الشيء الوحيد الذي ترينه حقًا؟
    Dalgacık da Kalabalıktaki vücutlar ya da ahşap yapı gibi yumuşak bir yüzeye temas edince emiyor. Open Subtitles مثل حشد من الناس أو مبنى خشبي، يتم امتصاص الصوت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus