"kalabalıktan" - Traduction Turc en Arabe

    • الحشد
        
    • الحشود
        
    • الزحام
        
    • حشد
        
    Burada, beni görüyorsunuz tam da o anda kalabalıktan sekiz kat daha yukarıda. TED ذها أنا في نفس تلك اللحظة تماما، ثمانية طوابق فوق ذلك الحشد.
    Artan adrenalinimle birlikte bir adamın kalabalıktan çıkıp beni bıçakladığını fark etmedim. TED بدأ الأدرينالين بالتزايد، ولم أدرك أن رجلاً اندفع من الحشد وجرحني.
    kalabalıktan ayrılan şüphelileri kontrol edeceğiz. Open Subtitles سنفتش المثيرين للشك فقط والذين يبتعدون عن الحشد
    Doğru ya da yanlış cevaplara sahip soruları çözmek için kalabalıktan yararlanmak potansiyel olarak yararlı bir yöntem. TED ولذلك فهذه طريقة محتملة ومفيدة لمساعدة الحشود على حل المشكلات التي تتطلب إجابات بسيطة صحيحة أو خاطئة.
    - Gözlerini kesinlikle kalabalıktan ayırmayacaklar. - Harika. Open Subtitles اصدرنا تعلىمات مشددة الى الحراس بان لا يرفعوا اعينهم من على الحشود
    kalabalıktan kurtulana kadar burada bekleseniz iyi olacak. Open Subtitles الأفضل أن تنتظرى هنا حتى نتخلص من الزحام سيدتى
    Yüzeye çıktığında, onu kalabalıktan uzaklaştırmalıyız. Open Subtitles عندما يظهر المتزلج الفضي , علينا أن نقاتل مبتعدين عن حشد الناس
    Diğerleri onu kalabalıktan öylesine seçtiler. Herhangi birimiz olabilirdi. Open Subtitles الأخرون إختاروها ببساطة من الحشد كان يمكن أن يكون أي أحد منّا
    Her iki at da yarış pistinde, kalabalıktan gelen uğultuyu duyuyorsunuz. Open Subtitles كلتا الخيول الآن على المسار الرئيسي، وأنت تستطيع سماع الزئير من الحشد
    Yüzeye çıktığında, onu kalabalıktan uzaklaştırmalıyız. Open Subtitles عندما يظهر على السطح، حركوا المعركة بعيدا عن الحشد
    Ve güvenliği, babamı, genel sekreterimi geçtikten sonra seni kalabalıktan ayırıp tüm dünyaya duyuracağım. Open Subtitles وبعد ان تكوني هناك ستحصلين على افضل رعايه امنيه وابي ورئيستي لهيئه الاركان وسوف أناديك امام الحشد بالإسم
    Bu kalabalıktan pek bir şey öğrenebileceğimizi sanmıyorum. Open Subtitles اجل, حسنا, انا اظن بأننا لن نستفيد كثيرا من ذلك الحشد
    Doğru yem onu kalabalıktan uzaklaştırmış olabilir. Open Subtitles الطعم المناسب قد يغريها بالابتعاد عن الحشود
    Otellerde kalabalıktan kaçmak için yandaki asansörlere biniyorsun. Open Subtitles في الفنادق تستقل المصعد الجانبي لتتجنب الحشود
    Pekala, dikkatini kalabalıktan onu indirmeye yetecek kadar uzaklaştır. Open Subtitles حسنا أبقيه مركزا على الحشود لأكبر وقت ممكن حتى نتمكن من القبض عليه
    Mümkün olduğunca çocuklardan ve kalabalıktan bu hafta sonu uzak duralım. Open Subtitles دعنا نستمر بالقيادة فحسب اريد الابتعاد قدر الامكان عن الاطفال و الحشود
    Ama bu kapıyı, kalabalıktan kaçmak için zaman zaman kullandığını söyledi. Open Subtitles البوّاب لمْ يكن يعرف، لكنّه قال أنّها تستخدم ذلك الباب أحياناً عندما تودّ تجنّب الحشود.
    Önce o ateş etti. kalabalıktan kimsede silah yoktu. Open Subtitles لقد أطلق النار أولاً، لم يكن هنالك سلاح بين الحشود
    Yan sokaklara sapma. kalabalıktan ayrılma. John, ben bir yere gitmiyorum! Open Subtitles لا تمش بالشوارع الجانبية، أبقي فى الزحام - جون" أنا لن أذهب لأي مكان" -
    Böylece marinadaki kalabalıktan kurtulmuş olduk. Open Subtitles -بهذه الطريقة، نتفادى الزحام في "مارينا " -أين طاقم القارب ؟
    Çılgın kalabalıktan Uzak, Thomas Hardy var mı? Open Subtitles أيوجد كتاب "بعيداً عن الزحام المجنون" لتوماس هاردى؟
    Bu aletle bütün bir soyu kurutabilirsiniz ya da kalabalıktan tek bir kişiyi hedef alsanız da olur. Open Subtitles هل يمكن أن تمحو سلالة بأكملها مع هذا الشيء أو الهدف شخص واحد فقط بين حشد كبير من الناس

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus