İbrahim, oğlunu kesmek niyetiyle bıçağını kaldırır, kesin ve öldürücü darbeyi vurmak üzeredir, oğul bıçağın tam ağzındayken, bir melek kucağında bir koyun ile gelir ve der ki: | Open Subtitles | عندما رفع إبراهيم السكين بقصد الذبح عندما أوشك أن يذبح |
Flütünü görebileceğim bir şekilde kaldırır mısın? | Open Subtitles | هل يمكنك رفع الفلوت خاصتك للأعلى حيث يمكننى رؤيتة |
Elmacık kemiği kası köşeleri kaldırır. | Open Subtitles | العضلة الوجنية الكبرى و التي ترفع زاويني الشفتين |
Bay Hilltop,... ..sol dizinizi... kaldırır mısınız, lütfen? | Open Subtitles | سّيد هيلتوب هلا رفعت ركبتك اليسرى رجاءا ؟ |
Tekerlekli sandalyedeki bir adam birini nasıl su dolu tanka kaldırır? | Open Subtitles | كيف يمكن لرجل بكرسي متحرّك أن يرفع شخصاً إلى حوض مياه؟ |
- Aksine, insan kimliği verir. - Anonim olmanın rahatlığını kaldırır. | Open Subtitles | على العكس، هذا قد يجعلهم إنسانيين يزيل ثقتهم بالنفس بسبب مجهوليتهم |
Gerçekten düşünürseniz, efsaneyi ortadan kaldırır ve hala orada olan muhteşem şeyi görürsünüz. | TED | إن فكرتم فعلا، تزيل الأسطورة ولا يزال هناك أمر مذهل. |
- Sağ çapraz, elleri yukarı kaldırır. | Open Subtitles | قبضة متشابكة باليد اليسرى مع رفع اليدين إلى أعلى. |
Tepki yok. İki kolunu da kaldırır mısın? | Open Subtitles | ليس هناك إستجابة هل يمكنك رفع كلتّا يداك؟ |
Hepinizin adını bilmiyorum ama bunu her kim yaptıysa elini kaldırır mı lütfen ? | Open Subtitles | نعم , لا أعرف أسماء الجميع هنا بالأسف لكن , من فعل هذا هل بإمكانك رجاءا رفع يدك ؟ |
Tamam. Ben burasını bantlarken, şu tarafı yukarı kaldırır mısınız? Teşekkürler. | Open Subtitles | حسنا، أيمكنك أن ترفع هذه من أجلي من فضلك ريثما ألصق هذا |
Telefonu bir kaldırır ve bütün yollar size açılır. | Open Subtitles | بمجرد أن ترفع سماعة الهاتف فإن صورك تنشر |
Benim gitmem gerekiyor. Geçidi kaldırır mısın lütfen? | Open Subtitles | حسناً ، يجب أن أذهب الآن هل يمكنك أن ترفع لي الممشى ، من فضلك؟ |
Eğer babamın yanındaysanız, ...elinizi kaldırır mısınız, lütfen? | Open Subtitles | إذا كنت تقف قريباً من والدي من فضلك هلأ رفعت يدك |
Ancak tüfeğimi kaldırır kaldırmaz ejderha yanıma gelip bir pençe darbesiyle silahı elimden yere savurdu. | Open Subtitles | و لكن عندما رفعت بندقيني التنين جاء إلي بضربة واحدة من مخلبه و أخذها من يدي كأنه يقول لي الآن ماذا ؟ |
Kafasına vurursun, o da savunmak için kolunu kaldırır. | Open Subtitles | عندما أضربه في رأسه، يرفع يده ليحمي نفسه. |
Benjen saldırmak üzereyken çenesini kaldırır hep. | Open Subtitles | بينجي دائماً يرفع رأسه للاعلى عندما يكون في وضعية اعادة التوازن |
Edrofonyum klorid, MG semptomlarını 5-6 dakikalığına ortadan kaldırır. | Open Subtitles | التنسيلون يزيل أعراض الوهن العضلي لخمس أو ست دقائق |
Savaş engelleri kaldırır ve barış zamanı geldiğinde... | Open Subtitles | حسناً .. الحرب تزيل الحواجز وعندما يُعيد بناءها وقت السلام |
Örneğin, anneniz esnemek için ellerini kaldırır ve siz onun davranışını taklit edersiniz. | TED | لذا، وعلى سبيل المثال، تقوم أمك برفع يديها لتمدهما، وأنت تقوم بتقليد سلوكها |
JM: Açık gözlü arkadaşların elini kaldırır ve ''Ne oluyor size?'' | TED | أصدقاؤك المذهولون سوف يرفعون أيديهم ويقولون ، "ما الذي يجري معكما؟" |
Çirkin yanı, arkanızı ve mide şişliğini ortadan kaldırır. | Open Subtitles | ويزيل التكتّلات على المعدة والظهر والجانب. |
- Sadece mutlu şeyler düşünün onlar sizi havaya kaldırır. | Open Subtitles | أنت فقط تفكّر أفكارا سعيدة وهم يرفعونك إلى الهواء |
O ve ajanları devlet düşmanlarını bulur ve ortadan kaldırır. | Open Subtitles | .هو وعملآؤه يجدون ويتخلصون من أعداء الدولة |