"kamyonunda" - Traduction Turc en Arabe

    • شاحنة
        
    • شاحنته
        
    • شاحنتك
        
    • شاحنةِ
        
    - Ona yardım bulmalıyız, derhal. - Tarayıcının kamyonunda bir telsiz var. Open Subtitles ـ يجب أن نأخذه بسرعه ـ في شاحنة المنقب لاسلكي
    Onu bu bölgede çalışan bir çöp kamyonunda bulduk. Open Subtitles وجدنا جثته في شاحنة النفايات التي تخدم هذه المنطقة
    Bu Robert Frazier'ın alet kamyonunda bulunan bıçak. Open Subtitles هذا السكين الذي وجدناه في صندوق الأدوات في شاحنة روبرت فرايزر
    Orası oldukça uzaktır ve kamyonunda telefon yok. Open Subtitles ذلك بعيد للغاية وليس لديه هاتف في شاحنته
    O halde karın, kamyonunda bu iç çamaşırları bulduğuna pek sevinmez. Open Subtitles إذن زوجتك لن تكون سعيدة لإيجاد هذه الملابس الداخليّة النسائيّة في شاحنتك.
    Neredeyim tahmin et. Bir puding kamyonunda. Open Subtitles احزري أين أنا أنا في شاحنة لنقل البودينغ
    Çöp kamyonunda ölmeye razı olacağımı mı sandın? Open Subtitles هل تعتقد حقاً أنني سأموت في شاحنة النفايات ؟
    Sosis kamyonunda oynaşalım da tüm arkadaşlarına malum yerlerime yüzünü sürdüğünü anlat, bunu mu istiyorsun? Open Subtitles لمسي في شاحنة السجق كي تخبر كل أصدقائك أن مفاتني ارتطمت في وجهك؟
    Fotoğrafın çöp kamyonunda bulunmasından bir saat önce. Open Subtitles ذلك كان ساعة قبل العثور على آلة التصوير في شاحنة القمامة.
    Dinle, dondurma kamyonunda saklanırken gördüğünü hatırladığın her şeyi... - ...bana anlatmanı istiyorum. Open Subtitles لذا انصت، أريدك أن تُخبرني كلّ شيءٍ تتذكّر رؤيته بينما كنت تختبئ في شاحنة البوظة هذه.
    Şimdiyse dondurma kamyonunda yaşayan malın biriyim. Open Subtitles الان انا مجرد غبي آخر يعيش في شاحنة ايس كريم
    Hiç duş almadan dondurma kamyonunda yaşamak? Open Subtitles العيش في شاحنة ايس كريم ؟ ان لا استحم بداً ؟
    Bir günün sadece belli bir kısmında dondurma kamyonunda kaldın be adam! Open Subtitles انت عشت في شاحنة ايس كريم لجزء من يوم واحد فقط
    80'lerden kalma bir çöp kamyonunda, polis aracı filosunu ekecek motor gücü yoktur. Open Subtitles شاحنة قمامة من الثمانينات لا تملك القوّة الحصانيّة الكافية لسبق أسطول من سيّارات الشرطة.
    İtfaiye kamyonunda işimize yarayacak bir şeyler olmalı. Open Subtitles لابدّ من وُجود شيءٍ على شاحنة إطفاء حريق يُمكننا إستخدامه.
    Bir çiftçinin kamyonunda silah olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Bu kadar. Open Subtitles وأذكر أن ذلك المزارع كان يقول أن لديه مسدسا في شاحنته بهذه البساطة
    Şerifin kamyonunda daha fazla silah bulabiliriz. Open Subtitles رئيس لديه بعض الأشياء الكذب في شاحنته , وهناك.
    Ve, tıpkı kamyonunda bulduğumuz silah gibi, kendisi de biraz "dolu". Open Subtitles وعلى يبدو أنّ البندقية في شاحنته مجهّزة بالرصاص
    - Adamın biri senin kamyonunda sandviç satıyor! Open Subtitles شخصاً ما يقومُ ببيعِ الساندوتشات من شاحنتك
    kamyonunda bir yön belirleme cihazı var. Onu etkinleştir. Open Subtitles شاحنتك تحتوى على جهاز تعقب ، قم بتنشيطه
    Bunu senin kamyonunda bulduk. Open Subtitles حسناً , لقد وجدنا هذا في شاحنتك
    Ki, kamyonunda bulduğumuz kan örneği, bunu doğruluyor. Open Subtitles الذي أَكّدنَا بالدمِّ وَجدنَا في شاحنةِ كودي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus