Eğer sakinleşmek istiyorsa kanıt odasında biraz sakinleştirici var bana onları çıkarmaya bir izin verseydiler. | Open Subtitles | إن أردت التهدئة يوجد بعض المخدرات في غرفة الأدلة إن سمح لي أحدهم إخراجها |
Hayır, hayır. Bunu kanıt odasında araştırma yaparken aldım. | Open Subtitles | لا، كان عليّ البحث عنه في غرفة الأدلة. |
O kanıt odasında 40 ajan vardı. | Open Subtitles | كان هناك 40 عميلاً في غرفة الأدلة تلك |
kanıt odasında. | Open Subtitles | انها في قسم الادلة |
kanıt odasında kaybolmuş olmalılar. | Open Subtitles | يجب أن حصلت فقدت في الأدلة. |
Senatör Morra'nın o gün giydiği ceket, üzerinde Morra'nın kanıyla FBI'ın kanıt odasında. | Open Subtitles | المعطف الذي ارتداه السيناتور يومها في مخزن الأدلة الفيدرالية وعليه دماؤه. |
kanıt odasında saklıyor "Faili Meçhul olaylar 1972 yılı" yazan kutuda. | Open Subtitles | خبئها في غرفة الأدلة في صندوق رقمه "قضايا باردة 1970" |
Dostum, kanıt odasında bu mal ile karşılaşır... | Open Subtitles | تسلل صديقي إلى غرفة الأدلة |
Cordero ona yaklaşmamıza bile izin vermez. Onu kanıt odasında kilitli tutuyor. | Open Subtitles | (كورديرو) لن يدعنا نقترب منه إنه في غرفة الأدلة |
Jim'in sana söylemediği, şu anda merkezdeki kanıt odasında tutulan o güvenlik kayıtları... | Open Subtitles | ما لم يخبركِ به (جيم) هو أن شريط المراقبة ذاك، متواجد حاليًا في غرفة الأدلة.. |
Bunca yıl sonra kanıt odasında yapılan DNA testi ne gerçeği değiştirecek ne de kızcağızı geri getirecek. | Open Subtitles | اختبار الـDNA كان موجود في صندوق ما في غرفة الأدلة ، كل هذه السنين لن تغيّر تلك الحقيقة ، أو تجعل الفتاة ترجع . |
kanıt odasında yardımcı oldum. | Open Subtitles | لقد ساعدتها في غرفة الأدلة |
kanıt odasında hep bunlardan var. | Open Subtitles | إنها متوفرة في غرفة الأدلة |
Eddie'yi arıyorsan kanıt odasında. | Open Subtitles | إذا كنت تبحثين عن (إيدي) فهو في غرفة الأدلة. |
Geri kalanı da kanıt odasında. | Open Subtitles | الباقي في غرفة الأدلة |
Yani biri güvenlik kamerasını devre dışı bıraktıysa bile bu o anda Boyle'la ben hemen yanlarındayken kanıt odasında ceketi değiştiriyor olabilirler demek oluyor. | Open Subtitles | فإن أغلق أحدهم كاميرات المراقبة ذلك يعني وجوده في غرفة الأدلة وقام بتبديل المعاطف بينما أنا و(بويل) كنا على بعد لحظات |
kanıt odasında kim çalışıyor? Oradaki Lou mu? | Open Subtitles | "من الذي يعمل في قسم الادلة"؟ |
kanıt odasında kalmış. | Open Subtitles | تركت ذلك وراء في الأدلة. |
- Evet, galiba kanıt odasında. | Open Subtitles | نعم,أظن أنه في مخزن الأدلة |