Sokka, bana bir şeyler kanıtlamak zorunda değilsin. Seninle zaten gurur duyuyorum. | Open Subtitles | سوكا لا يجب عليك أن تثبت لي ذلك فأنا فعلا فخور بك |
Biliyor musun, Rich bir şey kanıtlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أتعرف يا "ريتش"؟ ليس عليك أن تثبت أى شىء |
Kimseye kendini kanıtlamak zorunda değilsin, tamam mı? | Open Subtitles | ليس لديك لإثبات نفسك لأحد , حسنا؟ |
Kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس لديك لإثبات أي شيء لأحد. |
Hiç kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsin Teğmen. | Open Subtitles | لا داعي لأن تثبت شيئًا لأيّ كان |
Bana herhangi bir şey kanıtlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا داعي لأن تثبت لي شيئاً |
Bir şeyi kanıtlamak zorunda olduğumdan değil ama geçen gün köpeğe içirdik. | Open Subtitles | ليس علي أن أثبت أي شيء و لكن اليوم السابق جعلنا كلبه ثملا |
Bana hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilsin. Bu, kapı altından bırakılan bir not değildi. | Open Subtitles | دينس) ليس عليك أن تثبت أي شيء لى) . ذلك ليس مجرد تهديد طفيف |
Ona olan sevgini kanıtlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك أن تثبت أنك أحببته |
bunu kanıtla. - Hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilim. | Open Subtitles | -يجب عليك أن تثبت ذلك |
Ash hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilsin. Bu... | Open Subtitles | -آش) ليس عليك أن تثبت لنا أي شـيء) |
Kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilim. | Open Subtitles | ليس علي أن أثبت أي شيء لأي أحد |