Bu hafta sonu Kanada'da olmayı ne kadar istediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم كم تودين أن تكوني في كندا في هذه العُطلة |
Bu yüzden Kanada'da birini kesince ceza alıyorsun dini bir ceza değil ama işlerini yapmayanlar için bir ceza. | Open Subtitles | و لهذا فان التجريح في كندا كان عقابا و ليس عقابا دينيا و لكن كعقاب على عدم قيامهن بوظيفتهن |
Birkaç yıl önce, Kanada'da bir grubumuz, çeşitli silolarımızda ulaşabilecek her şeye ulaştığımıza karar verdik. | TED | قبل بضع سنوات، أدركت مجموعة منا في كندا أننا قد بلغنا حدنا فيما يمكن إنجازه داخل صوامعنا. |
Bir aydır Kanada'da bulunan bir çiftlikle ilgili... ..tüm özel temsilcileri araştırıyorum. | Open Subtitles | لقد سألت كل الممثلين الخاصين... خلال شهر, عن المزرعة الموجودة فى كندا. |
Benim girmediğim Kanada'da bir pencere yoktur. | Open Subtitles | لم يكن هناك نافذة فى كندا لم أدخل من خلالها. |
- 30. Montreal, Kanada'da doğdunuz ve Paradine'le birlikte savaşa katıldınız. | Open Subtitles | لقد وُلدت فى مونتريال بكندا, وخدمت فى الحرب مع الكولونيل بارادين ؟ |
Şimdi, Kanada'da, mükemmel bir sağlık sistemimiz var. | TED | في كندا لدينا نظام ممتاز للعناية الصحية. |
Bunu Birleşik Krallık'ta da gördük, Rusya'da da, Birleşik Devletler'de de ve 2015 yılına kadar, Kanada'da da. | TED | لقد رأينا ذلك في المملكة المتحدة، رأيناه في روسيا، رأيناه في الولايات المتحدة حتى عام 2015، هنا في كندا. |
Size Kanada'da bilime olan saygının 2015 yılında ilerlediğini söyledim. | TED | قلت قبل قليل، أن احترام العلم بدأ في التحسن في كندا عام 2015. |
Bu olay Kanada'da olanlara derinlemesine odaklanmamı sağladı. | TED | سرعان ما أعاد الأمر إلى دهني ما كان يحدث في كندا. |
90'lı yılların ortalarında, Kanada'da gümrük memuruydum. | TED | كنت ضابط جمارك في كندا في منتصف التسعينات. |
Küçük bir çocukken astronot olmak istiyordum ama Kanada'da büyüyen genç bir kız olarak bu benim için mümkün değildi. | TED | أردت أن أكون رائدة فضاء عندما كنت فتاة صغيرة، ولكن لنشأتي في كندا كفتاة شابة، لم يكن ذلك حقا متاحًا بالنسبة لي. |
Ama bilirsiniz Kanada'da orman araştırması böyle olur. | TED | لكن كما تعملون، هذه هي كيفية عمل بحوث الغابة في كندا. |
Aynı durumun Kanada'da ve ülkem Birleşik Krallık'ta da yaşandığını görmekteyiz. | TED | وبدأنا نرى حالات مماثلة تظهر في كندا وفي بلدي الأم المملكة المتحدة |
Şaşırtıcı olmayacak bir biçimde Kanada'da tutucu elementler var, bu harekete karşı içerleyenler oldu. | TED | فقد نشأت محادثات في كندا .. وهو أمرٌ طبيعي وكانت تلك المحادثات تهدف لرفض هذا التدخل في المنتج |
Kanada'da yaşayan insanların akrabaları, kardeşime oy verecek. | Open Subtitles | أقارب الناس الذين يعيشون فى كندا سوف يصوتون لأخي. |
Neyse, rahatsızlanan rahibenin, Kanada'da geri zekâlılara özel bir evde çalıştığını öğrendim. | Open Subtitles | على أيّة حال، علمت أن تلك الراهبة التى سقطت مريضة تعيش فى كندا وتدير ملجأ للمعاقين |
Kanada'da ki senin kıza ne dersin? | Open Subtitles | حسنا و لكن ماذا عن فتاتك فى كندا ؟ |
Ama sizin bu su krizlerine yabancı olmanız çok olası. Örneğin Kanada'da, Ontario'nun kuzeyinde, Neskantaga First Nation'da, yurttaşlara 1995 yılından beri suyu kaynatarak içmeleri tavsiye ediliyor. | TED | لكن يبدو أنك غير متعود على هذه الأزمات المائية. مثل أمة نسكانتاغا في شمال أونتاريو بكندا السكان كانوا معتمدين على غلي الماء منذ 1995. |
Kanada'da hiç akrabanız var mı? Arkadaşlarınız? Gidebilecekleri bir yer? | Open Subtitles | الديكم أقارب بكندا إلى اين رحلوا؟ |
- Kanada'da bir dağda bulduğu birşeyle ilgili olarak. | Open Subtitles | -لماذا اتصل بك؟ عن شيئ وجد بجبل بكندا. |